Mevlana: Mesnevi-i Manevi ve Ruh-ul Mesnevi | |
---|---|
Mevlana/VP -Mevlana/WP - Mevlana/Sözleri - Mevlana/Resimleri - Mevlana/Kitapları - Mevlana/Vecizeleri - Mevlana/Kaynak - Mevlana/Video - Mevlana/Siteleri | |
Mevlana | Mevlanâ < Mevlânâ < Mevlana Celalleddin-i Rumi < Mevlânâ Celaleddin-i Rumi < Mevlâna Celâleddin-i Rûmî < Mevlana'nın hayatı |
Mesnevi | Mesnevi-i manevi < Mesnevi-i Manevi < Ruh-ul Mesnevi < Rûhû’l Mesnevî < Şablon:Ruh-ul Mesnevi < Şablon:Mesnevi < Mesnevi/Dokument < Mesnevi/Web siteleri < Mesnevi/Araştırmaları < Mesnevi/Kitapları < Mesnevi/Periyodikleri < Mesnevi/Şerhleri <Mesnevi ve sûfi şiirinin poetikası |
Mevlevi | Mevlevilik < Mevlevi Ayinleri < Mevlevi musikisi <Mevlevi bestekarları |
Mesnevihan | Mesnevi/Video < Mesnevi/Sesli <Mesnevi/PPT |
Şablon:Mevlana |
9.BEYİT[]
ORJİNAL METİN |
LATİNO TRANSKRİPTİ |
TÜRKÇE TERCÜMESİ |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
| |
1. |
آ تش است اين بانك ناى و نيست باد |
ten ze can o can ze ten mestur nist |
ten,can(ruh)dan,can(ruh),tenden ayrı değildir |
Free through each mortal form the spirits roll
|
2. |
هر كه اين آتش ندارد نيست باد |
leek kes ra did can destur nist |
lakin kimse canı(ruhu) görmuş değildir |
But sight avails not. Can we see the soul?:
|
Nîst bâd, tecnîs-i tâmdır ve ikinci nîst’de edât-ı haber muteber değildir. Belki nist’in mecmûu yok demektir.
Zîra duâ aleyhdir, evvelki ise ihbârdir. Burada duâ zamme veya teaccübe mahmüldür,kâtelehümullah gibi.
Maa-hazâ ekmel-i insandan mezûn oldukları mevâdda duâ-ı alyh dahi sâdır olur.
Nitekim fahr-i âlem sallallahü aleyhi ve selemden defâatle sâdır olmuşdur,
METNİN ORJİNALİ
|
LATİNO TRANSKRİPTİ
|
TÜRKÇE TERCÜMESİ
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
ا للهم عليه كلبا من كلابك |
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
|
Ey Allah’ım onun üzerine köpeklerinden bir köpeği musallat et
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
“ve
METNİN ORJİNALİ
|
LATİNO TRANSKRİPTİ
|
TÜRKÇE TERCÜMESİ
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
اللهم اشد د و طآتك على مضروا جعلها سنين كسى يو سف |
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
|
Allah’ım,zararlı kimsenin üstüne baskını şiddetlendir ve onun yıllarını Yûsuf’un yilları kibi yap
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
ve nezâyiri gibi. Velâkin beyt-i Mesnevîde nîst bâd ‘ın hüsn-i mevkii vardır. Sırrı aşagıda gelir.
Mâna–yı beyt budur ki, âteşdir bu [[sad]-yı nây]] ve yel değildir. Yanî yel ise de âteş gibi derûn-ı aşkda tesîri vardır ki, muhrik ve mâsivâ-sûzdur.
Pes âteş est lafzı teşbîh-i beliğ kabilinden olmuş olur, Zeyd-i Eset gibi.
Veyahut ayn-ı ateşdir.
Bu avâz-ı nây egerci ki, sûretâ nefhden hâsıl ve mütevellid olup yel taayyunu ile müteaayin olmuş ve savt-ı sûretin bulmuşdır.
Nitekim dem-i şehid kıyametde levn-i dem ile televvün edip, velâkin ondan râyiha-ı misk istişmâm olunsa gerekdir.
Pes dem-i mezkür indellah misk olmasa ol râyiha ondan fâyih olmazdı. Ve bu mânanın şeriatde nezâirı cokdur.
Sırrı, erbâb-ı hakîkate rüşendir. Her kim ki, bu âteşi tutmaya yuh olsun. Yâni böyle olan mezmûmdur veya mahal-i teaccübdür veya yuh olsun demeye layıkdır.
Zîra fıtrat’ı asliyesinden mâil ve i’tidâl-i tabîîsin- den muharref olmuşdur.
Ve bu ateşi tutmaya demek iki manâ tutar.
Biri bu ki, onun kalbinde nây-ı âteş
gibi âteş ve hâraret yoktur, demektir.
Ve biri dahi âteş-i nâyden müteessir olmaya demektir.
Zîra kalbınde âteş-i mezkûr olmamağa âteş-i neyden müteessir olmamak lâzim.
Pes manâ-yı evvelden bi-târiki’l-kinâye manâ-yı sânı lâzim gelir ve bunda işâret vardır ki, ol ateşden müteessir olmaya yokluk dedikleri zaaf gerekdir.
Zîra yaş yanmadığı gibi varlık ehli dahî yanıp dutmaz.
Nitekim kubûrda olan ecsâd-ı ervâhla iştiğale müteheyyi' olmadıkça [37] nefh-i sûrolunmaz.
Ve olunsa dahi cemâde te’sir
etmez. Ve rahm-i mâderde olan cenin dahi bunun nazîridir.
Ve kezâlik şerîat ve tarîkat ceset gibidir.
Kable’l istikmâl cesede nefh-i ruh olmadığı gibi şerîat ve tarîkat mertebeleri dahi sâlikin vûcûdunda kemâl bulmasa ruh-i marifet ve hakîkat ona nefh olunmaz.
Pes bir kemâle tâlib olan kimesne ol kemâle
esbâbı yüzünden müteheyyî olmak gerekdir.
Ve bu makâmın letâifindendir ki, Sivâsî kelimâtında gelir:
- İstemezsen beni sen öldürürin kendimi ben
- Sana her kim yarâmaz ise bana dahi yaramaz
Benlikden murâd vücûd ve pindâr ve izafet-i kevnîdir ki, yaramaz nesnedir.
Demişlerdir ki, sâlike kurb-ı dergâh yokluğu miktârıdır.pes bu manâdan hazz-ı evfâ gerekdir.
Ve Mevlânâ Câmî kelimâtında gelir:
METNİN ORJİNALİ
|
LATİNO TRANSKRİPTİ
|
TÜRKÇE TERCÜMESİ
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
جه شود اى شيخ هر ساعت فزودن خر من طاعت جو نتوانى كه يك جواز وجود خو يشتن كاهى |
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
Ve beyt-i Mesnevî’de işaret vardır ki, istimâ-i nâye teessûr-i kalbî ve infial-i rûhânî ve incizâb-ı sırrı lâzım-dır.
Ve illa istimâı harâm ve ol meclisde huzûru mahzurât-ı İslâm’dandır. Li muharririhi:
Kerem-i aşk olmasa gönül çü Tennûr Nice mümkün ki,ola mazhar-ı nûr
Nâle-i nâye tutmadıkça kulak Bülbülü-i vakt isen de var öte dur