Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Sad Suresi/27-40- Sad Suresi/Elmalı/27-40 Sad Suresi/41-64
Disambig Bakınız: Sad Suresi, Sad Suresi/MEAL, Sad Suresi/VİDEO, Sad Suresi/TEFSİR, Sad Suresi/TEZHİB, Sad Suresi/HAT, Sad Suresi/FAZİLETİ, Sad Suresi/HİKMETLERİ, Sad Suresi/, Sad Suresi/KERAMETLERİ, Sad Suresi/AUDİO, Sad Suresi/HADİSLER, Sad Suresi/NAKİLLER, Sad Suresi/EL YAZMALARI
Sad Suresi/65-88- Sad Suresi/Elmalı/65-88
Önemli!!! düzenlenen sayfalar ayn harfli fasılalara kadar yapılması gerekmektedir. Elmalı Tefsiri (Orjinal)
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
وَاذْكُرْ عَبْدَنَا أَيُّوبَ إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الشَّيْطَانُ بِنُصْبٍ وَعَذَابٍ
Kulumuz Eyyubu da an, o vakıt ki rabbına şöyle nidâ etmişti: «bak bana: meşakkat ve elem ile bana Şeytan dokundu.»
Kulumuz Eyyub'u da an. Bir zaman o, Rabbine şöyle nida etmişti: "Meşakkat ve acı ile bana şeytan dokundu."
And make mention (O Muhammad) of Our bondman Job, when he cried unto his Lord (saying): Lo! the devil doth afflict me with distress and torment.
ارْكُضْ بِرِجْلِكَ ۖ هَٰذَا مُغْتَسَلٌ بَارِدٌ وَشَرَابٌ
Depren ayağınla, işte serin bir yıkanacak ve içecek dedik
(Biz ona): "Ayağını yere vur! İşte sana yıkanılacak ve içilecek soğuk bir su" dedik.
(And it was said unto him): Strike the ground with thy foot. This (spring) is a cool bath and a refreshing drink.
38/43
وَوَهَبْنَا لَهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنَّا وَذِكْرَىٰ لِأُولِي الْأَلْبَابِ
ve ona bütün ehlini ve beraberlerinde daha bir mislini bahşettik tarafımızdan bir rahmet olarak hem de bir dersi ıbret temiz akıllar için
Ve ona, bütün ailesini ve beraberlerinde bir mislini daha tarafımızdan bir rahmet olarak bahşettik ki, akıl sahipleri için bir ibret olsun.
And We bestowed on him (again) his household and therewith the like thereof, a mercy from Us, and a memorial for men of understanding.
38/44
وَخُذْ بِيَدِكَ ضِغْثًا فَاضْرِبْ بِهِ وَلَا تَحْنَثْ ۗ إِنَّا وَجَدْنَاهُ صَابِرًا ۚ نِعْمَ الْعَبْدُ ۖ إِنَّهُ أَوَّابٌ
Bir de al bir demet elinle de vur onunla hânis olma, hakıkat biz onu sabırlı bulduk, ne güzel kul, hakıkaten o bir evvabdır
(Bir de dedik ki): "Eline bir demet al da onunla (eşine) vur; yemininde durmamazlık etme." Doğrusu biz onu sabırlı bulduk. O ne güzel kul! O hakikaten daima Allah'a yönelmektedir.
And (it was said unto him): Take in thine hand a branch and smite therewith, and break not twine oath. Lo! We found him steadfast, how excellent a slave! Lo! he was ever turning in repentance (to his Lord).
وَاذْكُرْ عِبَادَنَا إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ أُولِي الْأَيْدِي وَالْأَبْصَارِ
Kullarımız İbrahimi, İshakı, Ya'kubu da an, eller ve gözler sahibleri idiler
Kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da an. Onlar eller ve gözler sahipleri idiler.
And me mention of our bondmen, Abraham, Isaac and Jacob, men of parts and vision.
38/46
إِنَّا أَخْلَصْنَاهُمْ بِخَالِصَةٍ ذِكْرَى الدَّارِ
Çünkü biz onları temiz bir hassa, halîs yurd düşüncesiyle halîslerimizden kılmışızdır
Çünkü biz onları temiz bir hasletle, hâlis yurt (ahiret) düşüncesine ermiş has kullarımızdan kılmışızdır.
Lo! We purified them with a pure thought, remembrance of the Home (of the Hereafter).
38/47
وَإِنَّهُمْ عِنْدَنَا لَمِنَ الْمُصْطَفَيْنَ الْأَخْيَارِ
Ve çünkü onlar muhakkak nezdimizde seçilmiş ahyardan
Çünkü onlar, nezdimizde seçilmiş en hayırlı kimselerdendir.
Lo! in Our sight they are verily of the elect, the excellent.
وَاذْكُرْ إِسْمَاعِيلَ وَالْيَسَعَ وَذَا الْكِفْلِ ۖ وَكُلٌّ مِنَ الْأَخْيَارِ
İsmaili de, Elyeser de, Zül'kifli de an, hepsi de o ahyardan
İsmail'i, Elyasa'yı, Zü'l-Kifl'i de an. Hepsi de en hayırlı kimselerdendir.
And make mention of Ishmael and Elisha and Dhul Kifl. All are of the chosen.
38/49
هَٰذَا ذِكْرٌ ۚ وَإِنَّ لِلْمُتَّقِينَ لَحُسْنَ مَآبٍ
İşte bu bir zikirdir, ve şübhesiz korunan müttekîler için her halde güzel bir istikbal (bir husni meâb) var
İşte bu bir öğüttür. Şüphesiz korunan müttakiler için herhalde güzel bir istikbal (güzel bir dönüş yeri) vardır.
This is a reminder. And lo! for those who ward off (evil) is a happy journey's end,
38/50
جَنَّاتِ عَدْنٍ مُفَتَّحَةً لَهُمُ الْأَبْوَابُ
Adin Cennetleri: açılarak kendilerine bütün kapılar
Bütün kapıları kendilerine açılmış olan Adn cennetleri vardır.
Gardens of Eden, whereof the gates are opened for them.
مُتَّكِئِينَ فِيهَا يَدْعُونَ فِيهَا بِفَاكِهَةٍ كَثِيرَةٍ وَشَرَابٍ
İçlerinde kurularak orada bir çok yemişle bambaşka bir içki isteyecekler
İçlerine kurularak orada birçok yemişle, bambaşka bir içki isteyeceklerdir.
Wherein, reclining, they call for plenteous fruit and cool drink (that is) therein.
وَعِنْدَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ أَتْرَابٌ
Yanlarında da bakışları yalnız kocalarına dönük hep aynı yaşta dilberler vardır.
And with them are those of modest gaze, companions.
38/53
هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِيَوْمِ الْحِسَابِ
İşte bu, o hisab günü için size va'dolunan
O hesap günü için size vaad edilen işte budur.
This it is that ye are promised for the Day of Reckoning.
38/54
إِنَّ هَٰذَا لَرِزْقُنَا مَا لَهُ مِنْ نَفَادٍ
İşte ki bu bizim rızkımız, muhakkak ki ona hiç tükenmek yok
İşte bu, bizim rızkımız; muhakkak ki ona hiç tükenmek yoktur.
Lo! this in truth is Our provision, which will never waste away.
هَٰذَا ۚ وَإِنَّ لِلطَّاغِينَ لَشَرَّ مَآبٍ
Bu böyle, şübhesiz azgınlar için de fena bir istikbal (şer bir meâb) var
Bu, böyledir. Şüphesiz azgınlar için de fena bir gelecek vardır.
This (is for the righteous). And lo! for the transgressors there will be an evil journey's end,
38/56
جَهَنَّمَ يَصْلَوْنَهَا فَبِئْسَ الْمِهَادُ
Cehennem, ona yaslanacaklar, fakat o ne çirkin döşek
Cehennem! Ona yaslanacaklar, fakat o ne çirkin döşektir.
Hell, where they will burn, an evil resting place.
38/57
هَٰذَا فَلْيَذُوقُوهُ حَمِيمٌ وَغَسَّاقٌ
İşte, artık tatsınlar onu bir hamîm ve bir ğassâk
İşte artık tatsınlar onu ki, o kaynar su ve irindir.
Here is a boiling and an ice cold draught, so let them taste it,
38/58
وَآخَرُ مِنْ شَكْلِهِ أَزْوَاجٌ
Ve o şekilden bir diğeri: çifte çifte
Ve o şekilden çifter çifter tadacakları diğer acılar da vardır.
And other (torment) of the kind in pairs (the two extremes)!
هَٰذَا فَوْجٌ مُقْتَحِمٌ مَعَكُمْ ۖ لَا مَرْحَبًا بِهِمْ ۚ إِنَّهُمْ صَالُو النَّارِ
Şu: bir alay: maıyyetinizde göğüs germiş;
İşte şunlar da sizin peşinize düşenlerdir. Onlara merhaba yok. Çünkü onlar cehenneme salınıyorlar.
Here is an army rushing blindly with you. (Those who are already in the fire say): No word of welcome for them. Lo! they will roast at the Fire.
38/60
قَالُوا بَلْ أَنْتُمْ لَا مَرْحَبًا بِكُمْ ۖ أَنْتُمْ قَدَّمْتُمُوهُ لَنَا ۖ فَبِئْسَ الْقَرَارُ
onlara merhaba yok, çünkü onlar Cehenneme salınıyorlar. Hayır derler size merhaba yok, onu bize siz takdim ettiniz, bakın ne fena yatak
(Arkadan gelenler öncekilere:) Derler ki: "Hayır, asıl size merhaba yok. Çünkü cehennemi bize siz takdim ettiniz. Bakın o ne kötü yatak!"
They say: Nay, but you (misleaders), for you there is no word of welcome. Ye prepared this for us (by your misleading). Now hapless is the plight.
38/61
قَالُوا رَبَّنَا مَنْ قَدَّمَ لَنَا هَٰذَا فَزِدْهُ عَذَابًا ضِعْفًا فِي النَّارِ
Ya rabbenâ derler: bize bunu takdim edene ateşde azâbı hemen kat kat artır
"Ey Rabbimiz! Bize bunu takdim edenin ateşteki azabını kat kat artır" derler.
They say: Our Lord! Whoever did prepare this for Us, oh, give him double portion of the Fire!
وَقَالُوا مَا لَنَا لَا نَرَىٰ رِجَالًا كُنَّا نَعُدُّهُمْ مِنَ الْأَشْرَارِ
Bir de derler ki: neye görmüyoruz biz o eşrardan saydığımız bir takım adamları
Bir de derler ki: "Kötülerden saydığımız birtakım adamları (fakir müminleri) niye göremiyoruz?"
And they say: What aileth us that we behold not men whom we were wont to count among the wicked?
أَتَّخَذْنَاهُمْ سِخْرِيًّا أَمْ زَاغَتْ عَنْهُمُ الْأَبْصَارُ
Onları eğlence yerine tuttuktu ha! yoksa onlardan kaydı mı bu gözler?
"Onları eğlence yerine tutmuştuk ha! Yoksa bu gözler onlardan kaydı mı?"
Did we take them (wrongly) for a laughing stock, or have our eyes missed them?
38/64
إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقٌّ تَخَاصُمُ أَهْلِ النَّارِ
Şübhesiz ki bu haktır muhakkak olacaktır ehli nârın birbirine husûmeti
Şüphesiz ki bu haktır. Ateş ehlinin birbiriyle tartışması muhakkak olacaktır.
Lo! that is very truth: the wrangling of the dwellers in the Fire.
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET




|

Advertisement