Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Sad Suresi/41-64- Sad Suresi/Elmalı/41-64 Sad Suresi/65-88
Disambig Bakınız: Sad Suresi, Sad Suresi/MEAL, Sad Suresi/VİDEO, Sad Suresi/TEFSİR, Sad Suresi/TEZHİB, Sad Suresi/HAT, Sad Suresi/FAZİLETİ, Sad Suresi/HİKMETLERİ, Sad Suresi/, Sad Suresi/KERAMETLERİ, Sad Suresi/AUDİO, Sad Suresi/HADİSLER, Sad Suresi/NAKİLLER, Sad Suresi/EL YAZMALARI
Zümer Suresi/1-9- Zümer Suresi/Elmalı/1-9
Önemli!!! düzenlenen sayfalar ayn harfli fasılalara kadar yapılması gerekmektedir. Elmalı Tefsiri (Orjinal)
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
38/65
قُلْ إِنَّمَا أَنَا مُنْذِرٌ ۖ وَمَا مِنْ إِلَٰهٍ إِلَّا اللَّهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ
De ki ben ancak korkuyu haber veren bir Peygamberim, başka bir tanrı da yok ancak Allah: o vahidi kahhar
De ki: "Ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim. O tek ve kahredici olan Allah'tan başka tanrı da yoktur."
Say (unto them, O Muhammad): I am only a warner, and there is no God save Allah, the One, the Absolute,
38/66
رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الْعَزِيزُ الْغَفَّارُ
O Göklerin, Yerin ve aralarındakilerin rabbı azîz, gaffar var
"O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. O çok güçlüdür, çok bağışlayıcıdır."
Lord of the heavens and the earth and all that is between them, the Mighty, the Pardoning.
38/67
قُلْ هُوَ نَبَأٌ عَظِيمٌ
De ki bu bir azîm haberdir
De ki: "Bu, bir büyük haberdir."
Say: It is tremendous tidings
38/68
أَنْتُمْ عَنْهُ مُعْرِضُونَ
Siz ondan yüz çeviriyorsunuz
"Siz ondan yüz çeviriyorsunuz."
Whence ye turn away!
38/69
مَا كَانَ لِيَ مِنْ عِلْمٍ بِالْمَلَإِ الْأَعْلَىٰ إِذْ يَخْتَصِمُونَ
Benim melei a'lâya ne ılmim olurdu onlar münakaşa ederlerken?
"Münakaşa ederlerken, benim melekler yüksek topluluğuna ait ne bilgim olabilirdi?"
I had no knowledge of the Highest Chiefs when they disputed;
38/70
إِنْ يُوحَىٰ إِلَيَّ إِلَّا أَنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُبِينٌ
Fakat ben açık inzar edecek bir Peygamber olduğum içindir ki o ılmin bana vahy olunuyor
"Ancak ben açıktan açığa korkutmakla görevli olduğum için o bilgi bana vahyediliyor."
It is revealed unto me only that I may be a plain warner.
إِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَائِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِنْ طِينٍ
Rabbın Melâikeye dediği vakıt: haberiniz olsun ben bir çamurdan bir beşer yaratmaktayım
Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben çamurdan bir insan yaratmaktayım."
When thy Lord said unto the angels: lo! I am about to create a mortal out of mire,
38/72
فَإِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِنْ رُوحِي فَقَعُوا لَهُ سَاجِدِينَ
Onu tesviye ettim de ruhumdan ona nefheyledimmi derhal ona secdeye kapanın
"Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın."
And when I have fashioned him and breathed into him of My spirit, then fall down before him prostrate,
38/73
فَسَجَدَ الْمَلَائِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ
Onun üzerine Melâikenin hepsi toptan secde ettiler
Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde ettiler.
The angels fell down prostrate, every one.
38/74
إِلَّا إِبْلِيسَ اسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِرِينَ
Yalnız İblîs kibirlenmek istedi ve kâfirlerden oldu
Yalnız İblis etmedi, büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu.
Saving Iblis, he was scornful and became one of the disbelievers.
38/75
قَالَ يَا إِبْلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَنْ تَسْجُدَ لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَيَّ ۖ أَسْتَكْبَرْتَ أَمْ كُنْتَ مِنَ الْعَالِينَ
Ey İblîs! buyurdu: o benim iki elimle yarattığıma secde etmene ne mani' oldu sana? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa âlîlerden mi bulunuyorsun?
Allah: "Ey İblis! O benim kudretimle yarattığıma secde etmene ne engel oldu? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yüksek derecelerde bulunanlardan mı oldun?" dedi.
75. He said: O Iblis! What hindereth thee from falling prostrate before that which I have created with both My hands? Art thou too proud or art thou of the high
38/76
قَالَ أَنَا خَيْرٌ مِنْهُ ۖ خَلَقْتَنِي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ طِينٍ
Dedi ki ben ondan hayırlıyım beni bir ateşten yarattın, onu ise bir çamurdan yarattın
İblis dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın."
76. He said: I am better than him. Thou createdst me off fire, whilst him Thou didst create of clay.
قَالَ فَاخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ
Buyurdu ki: hemen çık oradan çünkü artık sen matrud (racîm) sin
Allah: "Hemen çık oradan, artık sen kovuldun."
He said: Go forth from hence, for lo! thou art outcast,
38/78
وَإِنَّ عَلَيْكَ لَعْنَتِي إِلَىٰ يَوْمِ الدِّينِ
Ve her halde üzerindedir lâ'netim ceza gününe kadar
"Ve elbette lanetim ceza gününe kadar senin üzerindedir." buyurdu.
And lo! My curse is on thee till the Day of Judgment.
38/79
قَالَ رَبِّ فَأَنْظِرْنِي إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ
Dedi: ya rab! o halde ba'solunacakları güne kadar beni geri bırak
İblis: "Ya Rab! O halde insanların diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver." dedi.
He said: My Lord! Reprieve me till the day when they are raised.
38/80
قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ الْمُنْظَرِينَ
Haydi buyurdu: geri bırakılanlardansın
Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurdu.
He said: Lo! thou art of those reprieved
38/81
إِلَىٰ يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ
Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurdu.
Until the day of the time appointed.
قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ
Öyle ise dedi: ızzetine kasem ederim ki ben onların hepsini mutlak iğva eder sapıtırım
İblis: "Öyle ise izzet ve şerefine yemin ederim ki, ben onların hepsini mutlaka aldatır, saptırırım."
He said: Then, by Thy might, I surely will beguile them every one,
38/83
إِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ الْمُخْلَصِينَ
Ancak içlerinden ıhlâs ile seçilmiş has kulların müstesnâ
"Ancak içlerinden ihlas ile seçilmiş has kulların müstesna" dedi.
Save Thy single minded slaves among them.
38/84
قَالَ فَالْحَقُّ وَالْحَقَّ أَقُولُ
Buyurdu ki o doğru ve ben hep doğruyu söylerim
Allah buyurdu ki: "O doğru, ben hep doğruyu söylerim."
He said: The Truth is, and the Truth I speak,
38/85
لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنْكَ وَمِمَّنْ تَبِعَكَ مِنْهُمْ أَجْمَعِينَ
Celâlim hakkı için Cehennemi mutlak dolduracağım senden ve onların sana tabi' olanlarından topunuzdan tıka basa
"Andolsun ki, cehennemi mutlaka senden ve onların sana uyanlarından, topunuzdan tıka basa dolduracağım."
That I shall fill hell with thee and with such of them as follow thee, together.
قُلْ مَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ وَمَا أَنَا مِنَ الْمُتَكَلِّفِينَ
De ki: bir ecir istemiyorum sizden ona karşı ve ben o tekellüfcilerden değilim
Ey -Muhammed! De ki: "Ben o Kur'ân'a karşı sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben kendiliğimden bir şey de teklif etmiyorum."
Say (O Muhammad, unto mankind): I ask of you no fee for this, and I am no impostor.
إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَمِينَ
O sırf bir zikir, bir öğüttür bütün âlemîn için
"O Kur'ân, bütün âlemler için bir zikir, bir öğüttür. "
Lo! it is naught else than a reminder for all peoples
38/88
وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ
Ve her halde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz
"Herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz."
And ye will come in time to know the truth thereof.
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET




|

Advertisement