- tuti i mucize guyem ne desem laf degil
- beli yarim beli dost beli mirim beli dost
- cerh ile soylesemem ainesi saf degil
- beli yarim beli dost beli mirim beli dost
- ehl-i dildir diyemem sinesi saf olmayana
- beli yarim beli dost beli mirim beli dost
- ehl-i dil bir birini bilmemek insaf degil
- beli yarim beli dost beli mirim beli dost
Şiirin diğer versiyonu[]
- tuti-i mu’cize-guyem ne desem laf değil
- çerh ile söyleşemem ayinesi saf değil
- ehl-i dildir diyemem sinesi saf olmayana
- ehl-i dil birbirini bilmemek insaf değil
- yine endişe bilür kadr-i dür-i güfarım
- rüzgar ise deni dehr ise sarraf değil
- girdi miftah-i der-igenc-i maani elime
- aleme bezl-i güher eylesem itlaf değil
- levh-i mahfuz-i sühandir dil-i pak-i nef’i
- tab’-i yaran gibi dükkançe-i sahhaf değil
vikipedia gunumuz turkce'sine uyarlamis:[]
- mucizeler söyleyen papağanım. söyleyeceklerim laftan ibaret değil.
- felekle söyleşemem çünkü içi dışı bir değil
- gönül ehlidir diyemem kalbi temiz olmayana.
- gönül ehillerinin birbirlerini tanımamaları insafa sığmaz.
- benim inci gibi sözlerimin kıymetini düşünen insanlar bilirler.
- devir desen, şu gelip geçici dünya hayatı desen, arkasında bir şey bırakmaz.
- geçti ya elime bir kez güzel nutuk atma hazinesinin hayırlı anahtarı,
- ayak takımına değerli taşlar dikili dokumalar dağıtsam ziyan olmaz.
- sivrilikleri törpülenmiş saklı levhadır nef'i'nin tertemiz lisanı,
- sadık dostların tabiatında olduğu gibi, küçük sahaf dükkanı gibi değil!
Eşi sözlük entrileri[]
şarkıdaki "tuti" kelimesi bir papağan türü olan dudu kuşunun farsçasıdır.
ıtrinin türk sanat müziğinin şahaserlerinden bir parçası. segah makamındandır. ikisinin de aynı makamda olmasindan daha öte, gerçekten segah peşrevinden sonra insan ister istemez bu parçayı istiyor.
ben mucizeler soyleyen papağanım söylediklerim laf(boş söz) değil anlamına gelmektedir.
bu akşam sözlükte söylenen tek şarkı..bitmek bilmedi bi türlü..sanırım "asıl mu:cize" döndürecek "a:cize" bu suserleri..
segah makaminda bir yuruksemaidir. oncesinde neyzen yusuf pasanin segah pesrevi calinmazsa olmaz
kimse Zeki Müren gibi soylememis, soyleyememistir bu eseri.
tuti-i mu’cize-guyem ne desem laf değil... hakikaten de saatlerce üzerinde konuşulabilecek dizelerdir. kısaca belirtmek gerekirse:
ancak buradaki nüans, lâf sözcüğündedir. klasik edebiyat literatüründe "kelâm > lâf > güzaf" şeklinde bir sıralama vardır. burada bahsi geçen papağan ile bir alt dizedeki ayna kelimesiyle yakından bağlantılıdır. papağanların kafesine ayna konulmasının eski bir adet olduğunu da böylece belirtmiş olduk.
biraz daha açmak gerekirse:
- mucizeler söyleyen bir papağanım, ne desem laf değil
- dünya ile söyleşemem, aynası saf değil
buradaki papağan, islam peygamberi hz. muhammed'in kendisidir abiler. inanışa göre allah tarafından aldığı emirler doğrultusunda dosdoğru insan olan muhammed, kendisine vahyedilen ayetler doğrultusunda söylemektedir insanlara her ne söylerse. şu haliyle muhammed ne dese laf değil kelam olmaktadır. zira kelam, allah katından kendisine gelmektedir. kelam, laftan büyüktür.
yukarıdaki paragrafa açıklık getiren kurân ayetleri de:
"andolsun, biz sana apaçık âyetler indirdik". bakara/99 ve "ey insanlar! size rabbinizden kesin bir delil (hz. muhammed) geldi ve size apaçık bir nur (kur'an) indirdik." nisa/174.
şeklindedirler.
papağanın mucizeler söylemesi de kurân'ın mucizelerle dolu bir kitap olarak addedile gelmesinden mülhemdir. hadid suresinin 25. ayetinde "andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı (ölçüyü) indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler." bu durum açıklanmıştır. bilinmelidir ki abiler, kurân aynı zamanda klasik edebiyata kaynaklık eden en önemli eserdir. daha çok konuşulacak şey vardır bu şaheser üzerinde.
ayetler konusunda kaynak olarak diyanet meali kullanılmıştır. devamını okuyayım...
zeki müren in her kelimesini ayrı güzellikle söyleyip dinleyeni mest ettiği yürük semai usulündeki şaheser..
- ismail tut-i mucize-i guyem
- ben ne desem laf degil
- ismail Haberleri seyrediyorum
- goremiyorum biraz egil
(bkz: Ehl i dil birbirini bilmemek insaf degil)
aslında buradaki tut-i mucize hz.muhammed'den ziyade nef'i'nin kendisidir.papağan teorik olarak konuşamasa da sözleri tekrar edebildiği için mucize bir hayvan olarak görülmüştür ve söyledikleri de mucize olarak değerlendirilebilinir.ayrıca laf kelimesi boş söz anlamına da geldiği için "ben mucizeler söyleyen bir papağanım söylediklerim boş sözler değil" diyerek şair bir nevi kendini övmüştür.zaten nef'i haklı olarak da kendini övmeyi seven bir şairdir.
iv murat operasinda da meyhanede soylenmektedir.
nef'i'nin şiiriyle ıtrî'nin güftesinin birleşmesiyle merace'l- bahreyn ( iki denizin kavşağı) olarak anılan eser. zeki müren'in sesinden dinlenilebilir:
https://www.youtube.com/watch?v=k9xtge45g90
sadece sözleri ya da sadece müziği bile insanına ağzına sıçmaya yetecekken bu eserde ikisi birleşmiştir. lakin sözlerin ustalığı, pek çok kişinin müziği arka plana atmasına sebep olmuştur. bu şarkıyı arada bir sözlerine önem vermeden, sadece müziğe odaklanarak dinlemek gerekir ki bestenin de hakkı verilsin.
başka bütün şarkıları yaptığı gibi bunu da mahvettiği için, türk musikisi adına asla bülent ersoy'dan dinlenmemesi gereken nef'i şiiri, ıtri bestesi, segah makamında, yürük semai şarkı.
zeki müren'den, alaeddin yavaşça yönetimindeki korodan, radyo kayıtlarından, münip utandı'dan, hatta ve hatta fraklı/tuvaletli nevzad atlığ yönetimindeki devlet korosundan bile dinlenebilir...
"bunu söyleyen her şeyi söyler" dediğimdir.
fakat yanlış anlaşılmasın lütfen, söylemekle doğru söylemek arasında büyük fark vardır. bülent ersoy söyler, zeki müren doğru söyler.
segahın en yakıştığı şarkı. ehl-i dille muhabbetin, çerhten zühdün en güzel ibadet olduğunu hatırlatıyor insana o müzik.
yorumlarına not düşmek gerekirse; zeki müren'in yorumunu ekseriyetle sevmem, pek ağdalı bulurum ve fakat bu şarkıyı muhteşem söylemiş, hakkını teslim etmemek insaf değil. yine de münip utandı'dan dinlemeden en iyisi müren'in yorumudur demeye gönlüm razı değil.*
edip: münip utandı yorumunu bildiğin beğenmedim.:( guyem'in yem'ini neden yutuyor anlamış değilim misal. çok tek düze okumuş. zeki müren yorumu rulazz diyorum.
eliz avaroğlu'nun sesinden;
http://www.youtube.com/watch?v=-sh4cjaayhc
istanbul 12 orkestrasi da cok guzel yorumlamis:
http://www.youtube.com/watch?v=kokbt7le3xu
ben mucizeler söyleyen bir papağanım o yüzden söylediklerim laf kabilinden şeyler değildir. manasına gelen mısradır. ama arka planında kendini beğenmenin ve kendini bu kadar büyükten methetmenin gizli olduğu beyittir. şöyle ki eskiden konaklarda papağan bulunurdu ve bu papağana kuran'dan kısa ayetler ezberletilirdi. örneğin papağan evden çıkmak üzere olana dürüst ol, yalan söyleme, yetimi kolla gibi hatırlatıcı mahiyette kelimeler söylerdi. laf kelimesi boş söz manasına gelmesinin yanında anlam derinliklerinde çer çöp manasına da gelmektedir. işte nefi böylece söylediği kelimelerin değerini kat be kat arttırırken, kendini de diğer şairlerden üstün gösterir.
http://www.youtube.com/watch?v=1rd_hh5wexq
"tut ki mucize güya" diye bilirdim cocukken. kafaya bak!!!
divan edebiyatında fahriye tarzında yazılmış şiirlerin en güzelidir.
(bkz: grup vitamin'in ismail klibi)
(bkz: grup vitamin)
bülent ersoy'un ilk plağında söylediği ilk eserdir.