Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

Tuva Övünmüş, senâ edilmiş şey.

Tur-i Sina dağı eteğinde bir vâdinin adı.

Örülmüş kuyu.

TUVA VADİSİ

Tuva vadisi

"Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva'dasın"

(Taha Suresi, 12)

"Hani Rabbi ona, kutsal vadi Tuva'da seslenmişti"

(Naziat Suresi, 16)

Tuva Vadisi Allah'ın Hz Musa ile ilk olarak konuştuğu ve ona Kendisi için seçtiği kulu olduğunu bildirdiği kutsal yerdir Bir ateşgörmesi üzerine, ailesinden ayrılarak ateşin bulunduğu yere yönelen Hz Musa'ya, bir çalıdan seslenilen ve mucizelerin verildiği bir mekandır Bu kutsal yerin ismi Kuran'da iki ayette geçmektedir

TUVA VADİSİNİNİN SIRLARI

TUVA VADİSİNDEKİ ELİN SIRRI

Muhterem okuyucular Tuva Vadisi’nin sırlarını açıklamaya devam ediyoruz. Vakit yaklaştıkça Tuva’nın sırları sizlere beyan edilecektir.

İmam Caferi Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu:

“Gökten nida gelecek olan yıldan önce Recep ayında bir alamet vardır.


Arzettim ki: O alamet nedir?

Buyurdu ki: Aydan (gökyüzünden bakınca) bir çehre (yüz)ortaya çıkacak ve açık bir el görünecek." GAYBET-İ NUMANİ

Bahsedilen çehre Tuva vadisindeki büyük yüz resmidir. Yukarıdan bakınca görülecek el Tuva'daki eldir. Gökten gelecek nida Nakur'un sesidir.

Hazreti Musa aleyhisselam ahirzamanda tekrar gelip Ümmeti Muhammedin içinde olmak ve onlara yardım etmek için çok dua etmiştir.

Bu husuta bir hadisi şerifte Peygamber efendimiz sav şöyle buyurur.

"Ebu Hüreyre (r.a.) den nakil:Allah Resülu buyurduki; Hz. Musa Tevrat ta Peygamber Efendimizin ümmeti ile ilgili ayeti okuduktan sonra Allah'a yakarıp; "bu ümmeti bana nasip et" diye niyazda bulundu. Allahu Teala kendisine; "Tevrat ta bahsedilen ümmet Ahmet Muhammed'in ümmetidir" dedi. Musa aleyhisselam; "Yarab bu kitap'ta görüyorum ki kitapları göğüslerindedir. Ve Kitabı da ezbere okuyorlar. Onları bana ümmet yap" diye tekrar yakardı. Allah kendisine aynı cevabı tekrarladı. Hz. Musa tekrar "Ya Rab bu Tevrat ta görüyorum ki ganimet onlara helal kılınmıştır ne olur bu ümmet benim ümmetim olsun" diye Allah'a duasını tekrarladı. Allah tekrar Hz. Musa'ya aynı cevabı verdi. Musa tekrar Alllaha yalvardı "Ya Rabbim Tevrat ta bir ümmet görüyorum onlardan biri bir iyilik yapmaya kalksa sırf bu kararından dolayı kendisine bir sevap verilir. O iyiliği yaptığında da kendisine bire on sevap verilir bu ümmet benim ümmetim olsun duaya Allah tekrar aynı cevabı verir Hz. Musa tekrar "Tevrat ta bir ümmetten bahsediliyor biri bir kötülük yapmaya niyet ettiği halde kötülükten cayar ve yapmazsa kendisine günah yazılmaz Onu işlerse kendisine bir günah yazılır bunları bana ümmet yap" dua Allah tarafından red edilir. Hz. Musa tekrar Allah'ım Tevrat ta bir ümmet görüyorum Onlara öncekilerin ve sonrakilerin ilimleri verilir. Onlar dalaletin boynuzlarını kırıp Deccali öldürürler bu ümmet benim ümmetim olsun Allah'ım Bu kez Allahu Teala; Hz.Musa'ya: "Ya Musa! Ben seni Peygamber yapmak süreti ile seninle konuşarak zamanındaki insanlardan üstüne çıkardım. Sana yaptığım bu lutüflarla yetin ve şükredenlerden ol" dedi. (A'raf süresi114. ayet) Hz. Musa'da, "Razı oldum ya Rabbi" dedi."

İşte Allahu Teala merhametini sonsuzluğundan hz. Musa nın bu duasını hz. Musanın kendi zamanının ötesinde zuhur etmek üzere kabul edip ahirzamanda batınen ümmeti Muhammede yardımcı olmasını lütfetmiştir. Bu sebeple Tuva vadisinde görülen el Hz. Musa nın elidir.

Allahu Teala Kuran-ı Kerimde hz. Musa ya mucize olarak verdiği sırlardan biriside hz. Musanın eline verilen sırdır. ". Elini koynuna sok; kusursuz, bembeyaz çıkacaktır. Korkudan (açılan) kollarını kendine çek. İşte bu ikisi Firavun ve onun adamlarına karşı Rabbin tarafından iki kesin delildir. Çünkü onlar, yoldan çıkan bir kavim olmuşlardır" KASAS SURESİ – 32

Ayeti kerimede bahsedilen "işte bu ikisi" cümlesinde geçen hz. Musaya Allahu Teala tarafından verilen iki mucizeden; asa ve el mucizesidir.

"Bir de elini koltuğunun altına sok ki, bir başka mucize olmak üzere o, kusursuz ve lekesiz beyazlıkta çıksın." TAHA SURESİ -22

Kusursuz, lekesiz ve beyaz yani tertemiz olan Kuran-ı kerimdir.

Çünkü tahrif edilmemiştir.

Bu ayette Allahu Teala, bir başka (zamanda) mucize olarak Hz. Musanın ahir zamanda Kuranın tasdiklenmesine batini yardımı olacak olan el mucizesinin işaretini veriyor. En doğrusunu Allah bilir.

Üstteki resimde hz. Musanın eline dikkatle bakarsanız, Tuva vadisindeki el ile, hz. Musanın elinin konumu, duruşu ve yönü aynıdır. İki resimdeki elde sağ eldir. Ve iki el de doğudan batıya doğru bir sırrı işaret eder. Her iki elin koldan bağlantı yerlerine dikkat ederseniz, tuva vadisindeki hadiste işaret edilen büyük el; hz. Musanın kabrinin hemen dibinden başlar yani Hz. Musanın bedeninin gömüldüğü yerden başlar. Kabartma resim üzerindeki el de hz. Musanın zahir bedenini tasvir eden görüntüdedir.

Hz. Musanın sağ eline verilen mucizeyi, hz. Musa hayattayken kullanmamıştır. Hz. Musa kendi zamanında sadece asa üzerindeki mucizeyi kullanmıştır. Bu mucizelerin kullanıldığı yerler Kuran-ı kerimde, Firavunun sihirbazlarının sanal yılanlarının yutulması ve Kızıl denize asasıyla vurup, Kızıl denizi ikiye ayırması mucizesidir.

Kuran-ı Kerimde hz. Musanın Eli ile ilgili bir mucize olayı geçmemektedir.

Peki neden hz. Musanın eli ile ilgili bir mucize Kuran-ı Kerimde yoktur?.

Çünkü Hz. Musanın elinin mucizesi ahir zamanada zuhur edecektir. Nitekim hz. Musanın elinin işaret ettiği sırlı yer bu mucizenin ilk zuhurunun başlangıcıdır.

Allahu Teala bu elin mucizesinden, tahrif edilmiş kutsal kitapların karanlığından, gerçek Tevratın Bulunması ile ve gerçek Tevratın Hz. Peygamber Efendimizi ve Kuran-ı kerimi tasdik etmesi ile insanlık alemini karanlıktan Kuran aydınlığına çıkaracaktır. Kuranın nuru açığa çıkacaktır.

“Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık Ayetler indiren O'dur. Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.”

HADİD SURESİ – 9

İşte o zaman, o elin nuru parlamış olacaktır. Çünkü mucizelerde Allahın Ayetlerindendir. Haliyle hz. Musaya verilen bu mucize ayet olarak İnsanlığa barış ve ilim aydınlığı getirmekle beraber hz. Musanın, peygamber efendimize batınen tabi olması tasdiklenmiş olacaktır. Bu hali batınen işaret eden hadisi şerif şudur;

“Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu: "Yahudi ve Hıristiyanlar gibi siz de mi dininizden şüphe etmeye başladınız da eksiklerini Yahudilerden ve Hıristiyanlardan tamamlamaya kalkışıyorsunuz? Size, hiçbir eksiği olmayan, içinde şüpheye düşeceğiniz hiçbir şey olmayan bir din gelmiştir. Şayet Hz. Musa hayatta olsaydı, O'nun bile Bana uymaktan başka bir seçeneği olmayacaktı".

Advertisement