Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

Bir kimsenin vefatından sonraya bağlı olmak üzere bir malı veya menfaatini bir veya birkaç kişiye ya da bir hayır işine bırakmasına vasiyyet denir.

Ayrıca bir kimsenin kendisinin ölümünden sonra veya yokluğunda yapılmasını istediği şeye de vasiyyet denir.

Vasiyyette bulunana mûsî, kendisine vasiyyet yapılan şahsa mûsâ leh, vasiyyet edilen mala da mûsâ bih denir.

Mirastan payları belirlenen kişiler dışındaki kişilere vasiyette bulunmak mendûb olup, kişinin malının üçte birinde geçerlidir.

Malının üçte birinden azını vasıyet etmek müstehaptır. Hz. Peygamber, malının tamamını, üçte ikisini, yarısını ve üçte birini vasiyyet etmek isteyip de kendisine soran kimseye;

"Üçte birini ver. Hatta üçte biri de çok. Senin varislerini zenginler olarak bırakman, halka ihtiyaçlarını açan fakirler olarak bırakmandan, daha hayırlıdır."

buyurmuşlardır (Buhâri, Vesâyâ, 2, 3, Ferâiz, 6; Müslim, Vesâyâ, 5).

Bununla birlikte bir kimse malının üçte birinden fazlasını vasiyyet ederse, bu vasiyyetin geçerli olması mirasçılarının iznine bağlıdır.

Vârislerin, vasiyette bulunan kişinin sağlığında vasiyeti kabul etmeleri geçerli değildir; vefatından sonra kabul etmesi gerekir.

Aynı şekilde, küçük yaştaki çocuğun icazeti de muteber değildir.

Vasiyyet ancak teberruu sahih olan mallarda geçerlidir. (İ.P.)

Nuh as on vefat anında vasiyeti[]

“Vefat vakti geldiğinde Allah"ın peygamberi Nuh (as) iki oğlunu çağırdı ve dedi ki:

"Size kısaca şu vasiyeti yapıyorum. Size iki şeyi emrediyorum ve iki şeyi yasaklıyorum:

Allah"a ortak koşmayı ve kibirlenmeyi yasaklıyorum.

"Lâ ilâhe illâllâh" demeyi emrediyorum. Çünkü gökler yer ve bu ikisi arasında bulunanlar bir kefeye, lâ ilâhe illâllâh diğer kefeye konsa onlardan ağır gelir. Gökler ve yer bir halka olsalar da lâ ilâhe illâllâh onların üzerlerine konsa, onları çatlatır ya da kırar.

Size "sübhânallâhi ve bihamdihî" demeyi de emrediyorum. Çünkü bu her şeyin duasıdır ve her şey bununla rızıklandırılır."”

Hadislerle İslam - Diyanet Yayınları (HM7101 İbn Hanbel, II, 225)]

"sübhânallâhi ve bihamdihî" : Allah’ı hamd ile tesbîh ederim, büyük Allah’ı tesbîh ederim.

         ………….
Advertisement