Yaşlılık - Yaş - Emekli - Mütekaid | |
---|---|
x | |
Kavramlar | Yaş (Sinn - Age) - Yaşlı (Sinn-i kemal)- Yaşlılık |
Aging | Aging - Yaşlılık |
Sinn | Sinn(C.: Esnân) - Arapça aslında diş demektir. Sinnen Yaş olarak - Sinn-i kemal - Kemal yaşı Sinni - Sinni rüşt Rüşt yaşı 1. Puberty, sexual maturity - 1. Erginlik yaşı 2. sinni rüşte ermek: Rüşt yaşına ermek Reach puberty, reach sexual maturity |
Anti-aging | Anti-aging - Kaliteli yaşlılık 1. Related to the lessening or halting of the aging process 2. {s} delaying the effects of aging, having an effect in decelerating the effects of aging; used to impede the effects of aging, used to reduce the impact of aging |
İlgili Terimler | 1. yaşlılık emekli aylığı fonu: pension fund for elderly
2. yaşlılık hastalıkları bilimi:geriatrics 3. yaşlılık hastalıkları bilimi:gerontology 4. yaşlılık hastalıkları uzmanı: gerontologist 5. yaşlılık hastalıkları uzmanı: geriatrician 6. yaşlılık sigortası: disability insurance |
English | senile 2. senescence 3. senility 4. age 5. old age 6. agedness 7. senectitude «n. senectude n.old age. senectuous, a. old.»8. hoar 9. old |
60 yaş | Altmış yaşından sonra dikkat edeceğimiz üç şey : [[[Düşmeyeceğiz]] - Üşütmeyeceğiz Çünkü zatürre riski çok fazla - Durmayacağız |
Sinile:
1. bunak «Bunak değilim.» - «I'm not senile.» 2. bunamış 3. yaşlı 4. güçsüz 5. senil 6. (Tıp) Yaşlılıkla ilgili, yaşlanma ile ilgili 7. halsiz (yaşlı) 8. yaşlılık 9. ihtiyarlıktan olan 10. (Tıp) Yaşlılığın sebep olduğu, ihtiyarlığa bağlı 11. (Diş Hekimliği) Yaşlanmaya ilişkin 12. ihtiyarlığa mahsus İlgili Terimler 1. become senile:bunamak 2. senile decay: yaşlılık nedeniyle çökme 3. senile dementia:Bunaklık, bunama 4. senile decay:yaşlanma sonucu çökme 5. senile degeneration:(Tıp) ihtiyarlık yozlaşması 6. senile demance:(Tıp) senil demans 7. senile dementia:(Pisikoloji, Ruhbilim) yaşlılık bunaması 8. senile plaque:(Pisikoloji, Ruhbilim) yaşlılık plakı 9. senile psychosis:(Pisikoloji, Ruhbilim) yaşlılık psikozu 10. senile speckle:ihtiyarlık beneği İngilizce - İngilizce
1. of, or relating to old age 2. exhibiting the deterioration in mind and body often accompanying old age; doddering 3. peculiar to or proceeding from the weakness or infirmity of old age 4. {a} belonging to or consequent on old age 5. mentally or physically infirm with age; "his mother was doddering and frail" 6. {i} one who suffers from physical and/or mental impairments associated with old age, one who suffers from senility 7. If old people become senile, they become confused, can no longer remember things, and are unable to look after themselves. + senility se·nil·ity The old man was showing unmistakable signs of senility. mentally confused or behaving strangely, because of old age (senilis, from senex; SENIOR) 8. Of or pertaining to old age; proceeding from, or characteristic of, old age; affected with the infirmities of old age; as, senile weakness 9. {s} pertaining to old age, geriatric; suffering from physical and/or mental impairments associated with old age10. gaga İlgili Terimler 1. senile dementia:dementia of the aged; results from degeneration of the brain in the absence of cerebrovascular disease 2. :Senile dementia is a mental illness that affects some old people and that causes them to become confused and to forget things. She is suffering from senile dementia. A progressive, abnormally accelerated deterioration of mental faculties and emotional stability in old age, occurring especially in Alzheimer's disease. a serious medical condition that affects the minds of some old people, and makes them confused and behave in a strange way 3. became senile:began to suffer from dementia due to old age
Türkçe - İngilizce
İlgili Terimler 1. senil:senile |
[]
Ad[]
en:yaşlılık
yaşlılık teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı[]
1. senile 2. senescence 3. senility 4. age 5. old age 6. agedness 7. senectitude «n. senectude n.old age. senectuous, a. old.»8. hoar 9. old
İlgili Terimler[]
1. yaşlılık emekli aylığı fonu: pension fund for elderly
2. yaşlılık hastalıkları bilimi:geriatrics
3. yaşlılık hastalıkları bilimi:gerontology
4. yaşlılık hastalıkları uzmanı: gerontologist
5. yaşlılık hastalıkları uzmanı: geriatrician
6. yaşlılık sigortası: disability insurance
yaşlılık teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı[]
1. Yaşlı olma durumu: "Yüzüne bir yaşlılık gelmiş vücudunu bir ağırlık kaplamış."- R. H. Karay
2. Yaşlı olma durumu
İlgili Terimler[]
1. yaşlılık bilimi:Geriatri
2. yaşlılık sigortası: Çalışanlara emekli olduktan sonra aylık veya toptan ödeme sağlayan sigorta türü
Heceleme
yaş·lı·lık