Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Bakınız

Şablon:YGBbakınız d


YGB Yaygın Gelişimsel Bozukluk
Otistik bozukluk
Rett sendromu
Çocukluğun dezintegratif bozukluğu
yaygın gelişimsel bozukluk-başka türlü adlandırılamayan YGB-BTA
Asperger sendromu

Wikipedia-logo-tr
Vikipedi'den Yaygın Gelişimsel Bozukluk ile ilgili bir şeyler var.
Bursa_Otizm_Paneli_2014_-_3_-_Veysel_Şahin

Bursa Otizm Paneli 2014 - 3 - Veysel Şahin

Bursa Otizm Paneli 2014 - 3 - Veysel Şahin

Bakınız

Şablon:Otizmbakınız d


Otizm Otizm/WP Otizm/VİDEO Otizm/Bursa
Özel eğitim
Otizm eğitimi
Otizm eğitim proğramları
Otizm eğitim metotları

Otizm/Bursa
Bursa'da otizm
Otizm Gerçeği ve Aileler İçin Hayata Dair Her Şey
Bursa Otizm Destek Merkezi Yönergesi
“Bursa Otizm Destek Merkezi” Çalışma ve Uygulama Yönergesi

Otizm Sosyal Destek Birimi
Halk Sağlığı İl Müdürlüğü bünyesinde olabilir.
Otizm/Bursa Otizm Destek Birimi
Mine Öztürk
Otizm/Aydın Otizm Destek Birimi Şakir Bey
Otistik Çocuklar Eğitim Merkezlerinin Güçlendirilmesi Projesi

Otizm/Tanılama
Otizm Belirtileri

Otizm/Bursa/Emailler
Kurumlar
Türkiye Otizm Federasyonu Otizm platformu ANOFED
Bursa'da otizm/DERNEKLER
Bursa Anadolu Otizm Federasyonu
Mina Otizmle Yaşam Derneği
TOHUM Otizm Vakfı

Paneller
Bursa Otizm Paneli
Bursa Otizm Paneli/2014
Üsküdar Üniversitesi/Otizm paneli

Bursa Otizm Eylem Planı
Özel Eğitiminde Yeni Bir Model
Bursa Otizm Paneli/Öğretmen el kitabı tanı ve davranış yöntemleri
Bursa'da otizm/Çalışmaları
Bursa'da otizm/Tarihçesi
Bursa'da otizm/OÇEM
OÇEM
Bursa'da otizm/EMÇED
“Bursa Otizm Destek Merkezi” Çalışma ve Uygulama Yönergesi

2 Nisan Dünya Otizm Günü 2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edildi. Her yıl, “Otizm Farkındalık Ayı” olan Nisan ayı boyunca dünya genelinde otizmin sorunlarını ve çözümleri konuşuluyor, araştırmaların teşvik edilmesi ve erken teşhisle tedavinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.
Bursa Kültür Sanat Derneği
Gerçek Hayattan Kesitler 27 Nisan 2014 Gala gecesi Arda bey ilk orta mentrajlı film 60 dk.
OÇİDEP sistemi eski kitap 1990 kitabı eskişehirli bir hoca çeviriyor. Bunu 200 lerde çeviriyor. Uygulama yok. 94 yılının kitabıyla
Bursa Otizm yaşam köyü
Otizm de sınıf geçme yerine ders geçme sistemi

SAT [1] Burs var. Tr'den de girilebiliyor. Tr üniversiteleri de bununla öğrenci alıyor.
Açık lise
Açık Öğretim Lisesi
Özel Eğitim ve Rahberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Otizm Belirtileri
Sürekli el yıkama
(Aşırı köpükle oynama) Su akışını devamlı seyretme
(Kesilince bağırma) Çığlık atmalar
Anne de belirtileri:
Soğuk anne - soğuk baba modeli
Boşanma
Otizm sınıfı

Otizm Federasyonu
Otizm Dernekleri
Türkiye Otizm Federasyonu
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu/Ruh Sağlığı

Otizm hakkında filmler
Otizmde tezgahtarlık yapmak
Otizm ve otistik çocuğun tiyatroda rol alması

Otizm eğitimleri
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ruh Sağlığı Programları
GİDR

Otizmin erken tanısı
SB Birinci basamakta Otizm erken tanı, destek ve tedavi izlem proğramı
SB Birinci basamakta Otizm erken tanı, destek ve tedavi izlem proğramı geliştirme çalıştayı

Çocuk gelişimcisi Tr de kaç tane var?
Bursada çocuk gelişimciler
Bursa'da çocuk psikiyatrları
Bursa OÇEM

Çocukları OÇEM de Veli dışarda olmaz. Öğretmen 1 saat Veli 23 saat ilgiliniyor. Birliktelik ve iş birliği yok . Ram raporu göremiyor. Gelen raporla idare edilmek gerekiyor. İletişim ağı kurulmalı.
Ramlarda başka cocuğun adı üzerine tesbit yapılıyor. Ama ünisef ASPB sb bu konu üzerine çalışıyor . Sistem değişecek.
Asperger dernekleri

Şablon:Otizm Şablon:Otizmbakınız Şablon:Otizm/STK

Wikipedia-logo-tr
Vikipedi'den Yaygın Gelişimsel Bozukluk ile ilgili bir şeyler var
Bakınız

Şablon:PDRbakınız d


PDR Bursa'da PDR Türk PDR Derneği Türk PDR Derneği/Bursa Şubesi
PDR öğretmenliği PDR sorunları Türkiye'de PDR konusunda neler yapılabilir?
Eğitsel rehberlik Rehberliğin temel taşları
Adem Güneş sohbetleri
Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi OÇEM
Yıl sonu semineri ve PDR Sınıf Rehberlik Programı Hizmetiçi Eğitim Kursu
PDR Hastalıkları Çocukluk çağı psikozları otizm -Otizm eğitimleri PDR hastalıkları Asperger sendromu sınavlarda ek süre veriliyor.
DEHB Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ADHD Attention Deficit Hyperactivity Disorder Dikkat Eksikligi Sendromu Sınavlarda ek süre verilmektedir.
Disleksi
RAM Bursada RAM Osmangazi RAM RAM sorunları RAM/öğrenci değerlendirmeleri Psikiyatırla dalga geçme... Psikiyatr raporlarını geçersiz sayan eğitim bilimleri mezunları Özel rehabilitasyon servislerine yönlendiren rehberler. Özel klinik açanlar..
Öğrenme bozukluğu olan çocuklara verilen ücreti peylemeler.. Koordinesizlik.... Özel Eğitim Genel Müdürlüğünün RAMları keyfine göre açması...
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Okul psikolojisi Erken çocukluk dönemi eğitimi Aile Eğitimi (Makale) İşitme Engelli Çocuklarda Aile Eğitimi Rehabilitasyon Merkezlerinde Aile Eğitimi Özel Eğitimde Aile Eğitimi Programları Zihin Özürlülerin Eğitiminde Anne-Baba Katılımı Kaynaştırma Eğitimi Ne Anlama Geliyor ?
Yenişehir'de PDR Yenişehir'de PDR Yenişehir'de PDR öğretmenleri Yenişehir'de PDR uygulaması Yenişehir PDR Komisyonu Yenişehir PDR Hizmetlerini Geliştirme Komisyonu Hüseyin Polat Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi Yenişehir'de PDR çalışmaları Yenişehir'de İlköğretim Okulları Öğretmenlerine 2011 Sene Sonu Seminerlerinde PDR Eğitimi Okula Yeni Kayıt Ve Nakil Gelen Öğrencilerle İlgili Veli Formu Boşanma Olgusunun 9-18 Yaş Grubu Çocukları Üzerinde Etkileri Yenişehir örneği kitapçık yapılacak, okul okul değerlendirilecek .
Mevzuat PDR Mevzuatı Eğitim mevzuatı Pdr Genelgeleri PDR Mevzuatı PDR Yönetmeliği Pdr Resmi Yazıları Yönetmelik ve Kararnameler PDR Yönetmeliği Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği Rehberlik Ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği 573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 73 Sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (İngilizce) Yönergeler Afetlerde Uygulanacak Rehberlik Ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönergesi Bilim Ve Sanat Merkezleri Yönergesi Otistik Çocuklar Eğitim Merkezleri Yönergesi Rehberlik Araştırma Merkezi Açma Yönergesi Evde Ve Hastanede Eğitim Hizmetleri Yönergesi Özel Eğitim Rehberlik Ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün Görev, Yetki Ve Sorumluluklarına İlişkin Yönerge Genelgeler Kaynaştırma Yoluyla Eğitim Uygulamaları Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinin desteklenmesi Okul-Veli İşbirliği ÖSS 2002 Mesleki Rehberlik Etkinlikleri Zorunlu Eğitim Çağı Dışına Çıkan Özel Eğitim Gerektiren Bireyler 65 Nolu Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Genelgesi 95 Nolu Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerinin Geliştirilmesi Eğitsel Değerlendirme ve Tanılama Hizmetleri Okullarda Şiddetin Önlenmesi 2006/26 Nolu Genelge Resmi yazılar 26.02.2010 tarih, 1031 sayılı ve Özel Eğitim Hizmetleri konulu resmi yazı
09.10.2009 tarih, 4448 sayılı ve Eğitsel Değerlendirme, Tanılama ve Özel Eğitim Uygulamaları konulu resmi yazı 27.12.04 tarih ve B.08.0.ÖRG.0.20.01.05.420/4997 sayılı makam onayı Engelli Öğrencilerin Ücretsiz Taşınması Norm Kadro Yetişkin Görme, İşitme ve Ortopedik Engelliler Okuma Yazma Eğitimi Kursları Alan Değişikliği Kuş Gribi Psikososyal Destek Çalışmaları Sınıf Rehberlik Programı Hizmetiçi Eğitim Kursu
Şablon:PDR Şablon:Eğitim Bilimleri

Yaygın Gelişimsel Bozukluklar (YGB)

Yaygın gelişimsel bozukluk (YGB ) veya yaygın gelişimsel bozukluk ileri düzeyde ve karmaşık bir beyin gelişim yetersizliği olarak tanımlanabilecek bir grubu içinde bulunduran genel bir terimdir. Bu bozukluklar değişen derecelerde sosyal etkileşim, sözel ve sözsüz iletişim ve tekrarlayıcı davranış zorluklarıyla karakterize edilir.


Bu grupta yer alan bozukluklar;[]

  • Otistik bozukluk ,
  • Rett sendromu ,
  • Çocukluğun dezintegratif bozukluğu ,
  • yaygın gelişimsel bozukluk-başka türlü adlandırılamayan (YGB-BTA) ve
  • Asperger sendromu

sayılabilir.


Asperger sendromu (ASD )[]

Zihinsel engellilik, motor koordinasyon güçlüğü ve dikkat, uyku bozuklukları ve gastrointestinal rahatsızlıklar gibi fiziksel sağlık sorunları ile ilişkili olabilir.

Bazı ASD lilerin görsel becerileri, müzik, matematik ve sanat yetenekleri mükemmel olabilir.

Otizmin kökleri çok erken beyin gelişiminde gibi görünüyor. Ancak otizmin en belirgin belirtileri 2 ile 3 yaş arasında ortaya çıkmaktadır. Sonuçları kanıtlanmış davranışçı terapiler ile erken müdahale, erken tanı için etkili yöntemler otizmin belirtilerinin hafifletilmesinde çok ciddi bir öneme sahiptir.


OTİZM[]

Otizm yukarıda sayılan dört gelişimsel bozukluktan biridir. Her bin doğumdan bir veya ikisinde görülür. Dünya sağlık örgütü raporuna göre Türkiye’de yaklaşık 100 bin otizmli çocuk vardır.


Otizmin nedenleri nedir?[]

Kısa bir zaman önce bu sorunun cevabı “nedeni hakkında hiçbir fikrimiz yok” olurdu. Fakat artık bu soruya farklı cevaplar verebiliyoruz. En önemlisi şu ki otizmin tek bir nedeni yok ve yine aynı şekilde tek bir çeşit otizm yok. Son beş yıldır, bilim adamları nadir gen değişiklikleri ya da mutasyonları otizm ile ilişkilendirmektedir. Otizm vakalarının çoğunda erken beyin gelişimini etkileyen, genetik ve çevresel faktörlerin bir arada otizme neden olduğu görünür.

Gebelik sırasında ebeveyn yaşı (anne ve baba her ikisi de), özellikle gebelik sırasında maternal hastalık, doğum sırasında oksijen yoksunluğu gibi bazı zorluklar bebeğin beyin gelişimini değiştirebilir. Bu faktörlerin etkisiyle gelişen otizme ebeveynin neden olmadığını bilmek önemlidir. Aksine, bu çevresel koşullar genetik risk faktörleri ile kombinasyon halinde olunca otizm riskini artırmaktadır.

Araştırmalar yapıldıkça çeşitli nedenler ortaya çıkmaktadır. Mesela son araştırmalar giderek artan bir şekilde anne adayının gebelikten önce ve sonra folik asit açısından zengin bir diyetle (en az 600 mg günde) veya folik asit içeren vitamin alarak veya yiyerek otizmli bir çocuğa sahip olma riskini azalttığını göstermektedir


Otizm nasıl teşhis edilir?[]

Aşağıdaki listede çocuğunuzun bir otistik spektrum bozukluğu için risk altında olduğunu işaret edecek belirtiler yer almaktadır. Çocuğunuz aşağıdakilerden herhangi birini sergiliyorsa, bir değerlendirme yapması için çocuk doktoruna ya da psikoloğuna gitmelisiniz:

Altı ay ve sonrasında hiçbir gülümseme veya diğer sıcak, neşeli ifadeler yoksa

Dokuz ay ve sonrasında seslere, gülümsemelere veya diğer yüz ifadelerine tepkisi yoksa

12 aylıkken babıldamaları yoksa

12 aylıkken jestleri taklit etmiyorsa

16 aylıkken hiçbir kelimesi yoksa

24 aylıkken iki kelime den oluşan anlamlı cümle öbekleri kurmuyorsa

Her yaşta konuşma ya da sosyal becerilerden herhangi birinin kaybı varsa

Otizm Nasıl Tedavi Edilir?[]

Her otistik çocuk veya yetişkin benzersizdir ve kendine has özellikleri vardır. Bu nedenle her otizm müdahale planı çocuğun özel ihtiyaçlarına yönelik geliştirilmelidir.

Tedavi davranışsal tedaviler, ilaçlar veya her ikisini de içerebilir. Birçok otizmli kişi, uyku bozuklukları, nöbetler ve gastrointestinal (Gİ) sıkıntı gibi ek tıbbi şikâyetler de taşır. Bu koşullar öğrenme ve dikkat becerilerini de etkilemektedir.

Tedavinin en önemli kısmı erken ve yoğuneğitim müdahalesidir. Aileyle yakın çalışacak profesyonel bir ekiple çalışmak, çocuğu eğitirken aileyi de bu eğitimin içine katmak çok önemlidir. Bazı erken müdahale programlarında terapistler eğitim için eve gider. Diğer programlar özel bir eğitim merkezi, sınıf veya okul öncesi eğitimle devam eder.

Uygun bir eğitim programı tipik olarak farklı müdahaleleri destekler, çocuğun sosyal ve öğrenme becerilerini geliştirir ve kazandırır. Örneğin, otistik çocukların okula giderken, hedeflenen sosyal beceri eğitimi ve öğretimi için özel yaklaşımlardan yararlanılır.

Otistik Ergenlerin bağımsız bir yetişkinlik yaşamı olabilmesi için eğitim ve istihdam olanakları yaratılmalıdır.

Erken eğitim müdahale programları hangileridir?[]

Bilimsel çalışmalar erken eğitim müdahalelerinin yararını kanıtlamıştır. Bunlardan başlıcası Uygulamalı Davranış Analizi (ABA) dir.

Bilimsel çalışmalar erken yoğun davranışsal müdahalenin otistik küçük çocuklarda öğrenme, iletişim ve sosyal becerileri geliştirdiğini ortaya koymuştur. Erken müdahalenin sonuçlarını değişir iken, bundan bütün çocuklar yararlanabilir. Tüm iyi erken müdahale programlarının belli ortak özellikleri vardır. Bunlar şunlardır:

√ Haftada en az 25 saat çocuk için yapılandırılmış eğitim/ terapötik faaliyetler yer almalıdır.

√ Yüksek eğitimli terapistler ve / veya öğretmenler müdahale etmelidir. İyi eğitilmiş, otizmin tedavisi konusunda uzman ve deneyimli bir profesyonel ekip gözetiminde müdahale çocuğa yardımcı olabilir.

√ Tedavi/eğitim çocuğa özel ve iyi tanımlanmış öğrenme hedefleri olmalı ve bu hedeflere ulaşmada çocuğun ilerleme durumu düzenli olarak değerlendirilmeli ve kaydedilmelidir.

√ Müdahale otizmden etkilenen çekirdek alanlara odaklanmalıdır. Bunlar sosyal beceriler, dil ve iletişim, taklit, oyun becerileri, günlük yaşam ve motor becerileri içerir.

√ Programın içeriğinde akranları ile etkileşim olanakları olmalıdır.

√ Programda bir doktor, konuşma-dil terapisti ve uğraşı terapisti de içeren multidisipliner bir ekip olmalıdır.


Otizm tanısı alan bir çocuk daha sonra bu spektrumdan çıkabilir mi?[]

Bilimsel çalışmalar ve gözlemler göstermektedir ki otizmden çıkma veya ilerleme gibi bir durum bazı koşullarda çok nadir olarak olabilmektedir. Çocuklukta otizm tanısı yanlış konulmuşsa ya da başarılı bir eğitim ve tedavi sonrasında artık tam olarak otizm kriterlerini karşılamıyorsa veya belirtiler hafiflediyse bu otizmden çıkmak ya da ilerlemek olarak adlandırılabilir.

Ya da çocuğun zamanla IQ, dil, sosyal uyum testlerinden, okulsınavlarından iyi sonuçlar aldığını görürüz. Ama bu testlerden veya sınavlardan iyi sonuçlar alması otizmden çıktığı anlamına gelmez.

Otizm tanılı bir çocuk zamanla dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete bozukluğu ya da asperger sendromu gibi nispeten yüksek işlevli formuyla karşımıza çıkabilir.

Şu anki bilgilerimizle çocuğun gelecek yıllarda nasıl bir gelişim ve değişim göstereceğine dair bir tahminde bulunamıyoruz.

Asperger Sendromu ( ASD) Nedir?[]

Asperger sendromu spektrum “yüksek fonksiyonlu” ucunda olduğu düşünülen bir yaygın gelişim bozukluğu (YGB) ‘dir. Aspergerli çocuk ve yetişkin sosyal etkileşimlerde zorluk ve tekrarlayıcı davranışlar sergilemektedir. Motor gelişim gecikebilir sakarlık veya koordinasyonsuzluk gibi sonuçlara neden olabilir. YGB’nin diğer formları (otizm, rett, dezintigratif, A tipi bozukluklar gibi) etkilenenler ile karşılaştırıldığında, Asperger sendromu olan çocukların dil veya bilişsel gelişiminde çok ciddi gecikmeler ve zorluklar yoktur. Hatta bazıları kendi özel ilgi alanlarıyla ilgili kelimeleri yaşıtlarından daha erken öğrenebilirler.

Aşağıdaki davranışlar Asperger sendromu ile ilişkilidir:[]

Sınırlı veya uygunsuz sosyal etkileşimler “robot” gibi veya tekrarlayan konuşma Sözsüz iletişim (jestler, yüz ifadesi, vb) zorlukları

Diğerlerinden daha çok kendini tartışmak eğilimi Sosyal / duygusal sorunları ya da mecazi ifadeleri anlamada yetersizlik Göz teması veya karşılıklı konuşma eksikliği Belirli, genellikle sıra dışı, konularda konuşma takıntısı Tek taraflı konuşmalar Garip hareketleri ve / veya davranışlar


Asperger Sendromu Nasıl teşhis edilir?[]

Bir çocuk veya yetişkin okulda, işyeri veya kişisel yaşamlarında ciddi zorluklara sahiptir ve genelde Asperger sendromu sıklıkla tanı konmamış olarak yaşamına devam eder. Nitekim birçok yetişkin anksiyete ya da depresyon gibi ilgili sorunlar için yardım ararken Asperger sendromu tanısı alabilir. Teşhiste öncelik sosyal etkileşimlerdeki zorlukları dikkate alma yönündedir.

Asperger sendromu olan çocuklar normal veya hatta istisnai dil gelişimini gösterme eğilimindedir. Ancak, birçok tür akranlarıyla etkileşiminde veya sosyal ortamlarda duruma uygun olmayan konuşmaları veya dil becerilerini beceriksizce kullanma eğilimindedirler. Genellikle Asperger sendromu belirtileri dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi diğer davranışsal sorunlar ile karıştırılır.

Diğer bir yaygın belirti başka bir kişinin eylemleri, sözleri ve davranışları arkasındaki niyeti anlamakta yetersizliklerinin olmasıdır. Yani Asperger sendromlu çocuklar ve yetişkinler mizah ve benzeri şeyleri kaçırabilirler. Benzer şekilde bir gülümseme, kaş çatma gibi hareketleri ya da “buraya gel” gibi “evrensel” sözsüz davranışları anlamayabilirler.

Bu nedenlerden dolayı, asperger sendromu olan bireyler için sosyal etkileşimler kafa karıştırıcı ve yorucu görünebilir. Başka bir kişinin bakış açısından görmek (empati) zorluklar başkalarının eylemlerini tahmin etmek veya anlamak son derece zor olabilir. Örneğin, Asperger sendromu olan biri bir müzeye veya bebeğin uyuduğu bir odaya girerken çok yüksek sesle konuşabilir çünkü ne zaman alçak sesle konuşması gerektiğini anlamayabilir.

Asperger sendromlu kişilerin garip bir konuşması vardır. Bu monoton veya alışılmadık bir tonlama ile konuşma, aşırı yüksek sesle konuşma şeklinde olabilir. ASD liler uygunsuz zamanlarda kolayca ağlamaya veya gülmeye başlayabilir.

Evrensel diğer bir ortak özellikleri, motor becerilerde bir acemilik veya gecikme olmasıdır. Özellikle akranlarıyla oyunlarında zorluklar olabilir.

RETT SENDROMU NEDİR?[]

Rett Sendromu, dünyada çeşitli ırklarda ve etnik gruplarda, özellikle kız çocuklarında görülen nörolojik bir rahatsızlıktır. Bu sendromun erkeklerde de görülebilir. Fakat erkek ceninlerde bu durum genellikle, annenin düşük yapması, doğum anında ölüm veya anne karnında erken ölüm gibi durumlarla sonuçlanmaktadır.

RS, ilk defa 1983 yılında yayınlanan raporla, bir hastalık olarak dünya çapında tanınmıştır.

Görülen Özellikleri ve Terapiler[]

Rett Sendromu’nun, otizm, beyin felci veya spesifik olmayan gelişme bozukluklarında olduğu gibi teşhisi çok zordur. Artık çoğu araştırmacı RS’in, önceden bilindiği gibi ilerleyen, dejenerasyon yapan bir hastalık değil, gelişimsel bir rahatsızlık olduğu görüşünde hemfikirlerdir.

Ekim 1999’da yapılan bir keşifle, X kromozomu (Xq28) üzerinde oluşan bir genetik mutasyonun (MECP2) RettSendromu’na sebebiyet verdiği açığa çıkmıştır. RS’in tipik ve tipik olmayan durumlarının %75’i bu mutasyonda bulunmuştur. Devam eden araştırmalar, RS’e sebep olan ve hala tanımlanamamış diğer genetik faktörler üzerine odaklanmış durumdadır.

Araştırmacılar; MECP2’deki bireysel mutasyonun, RS’in şiddeti ile tam olarak bir bağlantısı olamayacağını, fakat her bir harekete geçmiş türde X kromozomunun, çocuğu etkilediği görüşünde birleşiyorlar.

Dünyada, çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalara göre; her 23 binde 1 doğumdan, 10 binde 1 doğuma kadar ulaşan oranlarda RS’li kız çocuğu doğmaktadır.

Tipik özellikleri arasında, bağımsız olarak oturmaları ve beklenildiği gibi parmaklarını kemirmeleri de sayılabilir. Ayrıca çoğu emeklemez, fakat çömelebilir veya ellerini kullanmadan kolları üzerinde emekler.

Bazı çocuklar konuşma kabiliyetlerini yitirmeden önce tek tek kelimeler kullanmaya ve kelime kombinasyonları yapmaya başlayabilirler.

Diğer çocuklar yürümede gecikirlerken veya bağımsız yürüyemezken, birçoğu normal yaşı çerçevesinde, bağımsız yürümeye başlayabilir. Bazıları bütün hayatları boyunca yürüyebilirlerken, bazıları da yürümeye başladıktan daha sonra bu becerilerini kaybederler. Bir kısmı ise çocukluğunun ilerleyen zamanlarına veya yetişkinlik dönemine kadar yürüyemez.

Nöbetlerin, çok sayıda RS’li hasta tarafından yaşandığı rapor edilmektedir, fakat doğru klinik nöbetlerin oluş derecesinin, bu kadar fazla olacağı tahmin edilmemektedir. Nöbetler, hiç bir zaman görülmeyebilir veya kademe kademe çok şiddetli hale gelebilir. Fakat yetişkinliğin ilerleyen zamanlarında bu yoğunluk gitgide azalır.

Çok yaygın olan RS motor davranışlarını nöbet olarak değerlendirmekyanlıştır. Nöbet olarak değerlendirilen birçok vaka, aslında nöbet değildir. Gerçek nöbetler, alışılagelmişin dışında olabilmekte ve uyku esnasında meydana gelebilmektedir. Soluk almada bazı anormallikler olabilir fakat yaşla birlikte bu anormallikler azalmaya başlar.

Skolyoz RS’in göze çarpan önemli özellikleri arasındadır. Çok sayıda RS’li hastada görülür ve 8-14 yaşları arasında, hızlı bir ilerleme kaydedebilmektedir. Bu hafif bir S olabilirken, kademe kademe sert bir S haline de gelebilir. Skolyozun kötüye gitme olasılığı, erken yaşta kas zayıflaması veya kaslarında anormallik (distoni) oluşmuş ve yürüyemeyen hastalarda daha fazla görülmektedir. Bazılarında cerrahi müdahaleye gereksinim duyulabilmektedir. Bu konuda tavsiye edilen, kilo aldırma uygulamaları ve sık sık değerlendirme yapmaktır.

Kemik kırılması RS’te diğer motor bozukluklarından daha sık görülmektedir. Kemik kırılma vakaları, bünyeye yeterli miktarda kalsiyum girişi olmasına rağmen, kemiklerin düşük seviyede mineral içermesinden ve kemik yoğunluğunun azalmasından dolayı ortaya çıkmaktadır. Böyle durumlarda, kilo aldırma ve yüksek dereceli kalsiyum diyeti uygulanmalıdır.

RS’te büyüme genellikle yavaştır, birçok RS’li bayan yaşına göre oldukça küçük görünmektedir. Yapılan çalışmalar, doymak bilmez bir iştahları varmış gibi görülmelerine rağmen birçoğunun orta dereceden üst sınıra kadar değişebilen oranlarda yetersiz beslenme problemi ile karşı karşıya olduklarını göstermektedir. Buna; yutma zorluğu, yetersiz besin girişi, enerjinin dengesiz harcanması veya vücudun besleyici gıdalardan yeteri kadar yararlanamaması gibi problemler neden olmaktadır. Bu gibi durumlarda, kilo almasına ve boyunun uzamasına yardımcı olacak, dikkatini ve etkileşimini geliştirecek tamamlayıcı bir beslenme programıuygulanmalıdır.

Ajitasyonun, iletişim kurma kabiliyetinin üzerinde yarattığı hayal kırıklığı sonucu oluştuğu düşünülmektedir. Bu durumda, davranışlarının ve aktivitelerinin listelendiği ayrıntılı bir günlük tutmak, hastanın girişimlerini belirlemede ve onu ajitasyona iten faktörlerin giderilmesini sağlamada yardımcı olacaktır. Ajitasyonla baş edebilmek için davranış tedavisinden yararlanmak gerekir.

Bütün bu zorluklara rağmen, RS’li bir hasta orta yaşlarına, hatta daha ileri yaşlara kadar öğrenmeye devam edebilir, ailesi ve arkadaşlarıyla iyi vakit geçirebilir. Bütün duygular hakkında tecrübe sahibidirler ve evde veya topluluk arasında, sosyal, eğitim veya eğlence amaçlı aktivitelere katıldıklarında, hoş ve çekici kişiliklerini gösterirler.

Rett tanı kriterleri[]

Diğer özürlü koşulları hariç tuttuktan sonra Rett Sendromu’nun tanınabilmesi için gerekenler:

6 ila 18 aya kadar normal gelişimin gözlemlendiği süre,

Normal kafa çeperi ile doğumu müteakip kafa büyüme oranında yavaşlama (3 ay – 4 yaş),

Şiddetle bozulan, lisanı anlamlı kullanabilme ve anlamlı el becerilerinin yitirilmesi, zekada güçlük,

Uyanıkken sabit bir şekilde; el yıkama, el bükme, el çırpma, eli ağıza götürme gibi el hareketlerden birinin veya birkaçının sürekli tekrar edilmesi,

Gövdenin sallanması, özellikle sinirli/üzgün veya telaşlı zamanlarında mafsallı uzuvların da sallanması,

Yürüyebiliyorsa, her an düşecek gibi, geniş adımlarla, bacakları kırmadan, parmak ucu yürüyüşü.

Destekleyici kriterler[]

Semptomlar tanı için gerekli olmayabilir fakat görülebilmelidirler. Bu özellikler gençlikte net olarak gözlemlenemeyebilir ama yaş ilerledikçe görülebilir hale gelebilecektir.

Nefes tutma veya nefes almama, çok fazla nefes alma ve karında şişkinliğe sebep olacak şekilde hava yutma gibi solunum fonksiyon bozuklukları,

EEG anormalliği – normal elektrik düzeninin yavaşlaması, epileptiform görüntüsü ve normal uyuma karakteristiğinin kaybı,

Nöbet,

Kas sertleşmesi/spastisite/yaşın ilerlemesiyle birlikte mafsallarda kasılma,

Skolyoz (bel kemiğinin S şeklini alması),

Diş gıcırdatma (bruxism),

Küçük ayaklar,

Büyümede gecikme,

Vücut kilosunda ve kaslarda azalma (fakat bazı yetişkinler obeziteye eğilimlidir),

Anormal uyuma hali ve alınganlık/öfkeli hal yada telaş,

Çiğneme ve/veya yutma zorluğu,

El ve ayaklarda; zayıf sirkülasyon, soğukluk ve mavimsi kırmızı renk,

Yaş ilerledikçe mobilitede azalma,

Peklik.

Tüm RS’lilerde bu semptomlar görülmeyebileceği gibi bireysel olarak çok daha değişik şiddette semptomlar olabilir. Bir pediatrik nörolog inceleme yapmalı ve klinik teşhisi onaylamalıdır.

Rett sendromu ve otizm arasındaki fark nedir?[]

MECP2 gen mutasyonu en sık kız çocuklarında bulunur ama otizm daha çok erkek çocuklarında rastlanır. Her iki sendromda da, konuşma ve duygusal temas becerilerinde bozulmalar görülür. Ancak, RS li kadınlarda baş büyüme hızının yavaşlaması, amaçlı el becerilerinin kaybı, hareketlilik, düzensiz solunum paternlerini de içerir ve bu açıdan otizmde görülen belirtiler ile uymamaktadır. El çırparak otizmde de sık görülürken, RS de görülen ortak amaçsız el hareketleri otizmde görülmez. RS li kızlar hemen hemen her zaman insanları nesneye tercih eder, fakat tersi otizm görülür. RS ile kızlar genellikle erken yaşta otizm benzeri özelliklere sahip olsa da, bu otistik özellikler zamanla kaybolur.

Rett sendromu aşamaları nelerdir?[]

  • Evre I

Erken başlangıçlı Evre Yaş: 6 ay 1,5 Süre: Aylar

  • Evre II

Hızlı tahribatlı aşama Yaş: 1 ila 4 yıl Süre: Ay Hafta

  • Evre III

Plato aşaması Yaş: Okul öncesinden yetişkinliğe

  • Evre IV

Geç Motor Bozulma Aşaması Yaş: 5-25+

    Süre: on yıllar


Çocukluğun Dezintigratif Bozukluğu[]

Çocukluğun dezintegratif bozukluğu (ÇDB), ya da Heller sendromu, dezintegratif psikoz adlarıyla da anılır.3 yaşından sonraçocukların dil, sosyal işlev, ve motor becerilerinin gelişiminde gecikmeler olarak görülen ve ender rastlanan bir durumdur. Araştırmacılar bu durumun nelerden kaynaklandığını henüz bulamamıştır.

ÇDB, otizm ile bazı benzerlikler gösterir ancak becerilerde gerileme görülmeden önce oldukça normal bir gelişme gözlemlenmektedir. Hastalık belirgin olmaya başladığında birçok çocuğun gelişimi biraz geride kalmıştır ancak küçük çocuklarda bu gerilik her zaman belirgin değildir.

Gerilemenin ortaya çıktığı yaş değişiklik gösterir ve bu gerilemenin tanımına göre iki ile on yaş arasında görülebilir.

Gerileme çok ani olabilir ve hatta çocuklar ebeveynlerini şaşırtacak şekilde bu konudaki kaygılarını dile getirebilir. Bazı çocuklar halüsinasyon gördüklerini söyler ya da gördükleri zannedilebilir ama en belirgin belirti kazanılan becerilerin kaybıdır. Bu birçok yazar tarafından hem çocuğun hem de ailenin geleceğini etkileyen çok kötü bir durum olarak belirtilmiştir. Tüm yaygın gelişimsel bozukluklarda olduğu gibi ÇDB için doğru tedavinin ne olduğu konusunda tartışmalar bulunmaktadır.

Sendrom ilk olarak Avusturyalı eğitimci Theodore Heller tarafından 1908’de tanımlanmıştır. Heller sendromu anlatmak için dementiainfantilis terimini kullanmıştır

Belirtiler[]

Çocukluğun dezintegratif bozukluğundan etkilenen bir çocuk genellikle iki yaşına kadar normal bir gelişim gösterir ve akranlarına uygun sözel ya da sözel olmayan iletişim becerileri, sosyal ilişkiler, motor becerileri kazanır. Ancak iki yaşından on yaşına kadar kazanılan beceriler aşağıdaki altı işlevsel alandan en az ikisinde tamamen kaybedilir:

Dil becerileri[]

Alıcı dil becerileri

Sosyal beceriler ve kendine bakabilme becerileri

Tuvaletini tutabilme

Oyun becerileri

Motor beceriler

Aşağıdaki alanların en az ikisinde de normal işlev eksikliği ya da bozukluklar görülür:

Sosyal etkileşim

İletişim

Yineleyici davranış ve ilgi modelleri

Nedenleri[]

Çocukluğun dezintegratif bozukluğunun tam nedenleri hâlâ bilinememektedir. Bazen ÇDB aniden günler ya da haftalar süren kısa bir zaman içinde ortaya çıkar bazen de çok uzun bir dönem sonunda görülür. Bir araştırma ÇDB tanısı konmuş çocukların incelenmesi sonucunda herhangi bir nedenin tam olarak bulunamadığı ancak ÇDB olan çocuklarda epilepsinin daha sık görüldüğünü ama bir bağlantısı olup olmadığının bilinmediğini belirtir. ÇDB özellikle aşağıdaki durumlarla da bağlantı görülmüştür:

Lipid depolama hastalıkları: Özellikle bu durumda beyinde ve sinir sisteminde aşırı yağ (lipid) nedeniyle toksik bir birikme oluşur.

Subakutsklerozanpanensefalit: Bir çeşit kızamık virüsü nedeniyle beynin kronik enfeksiyonu subakutsklerozanpanensefalite yol açar. Bu durum beyin yangısına ve sinir hücrelerinin ölümüne neden olur.

Tüberoz skleroz (TSK): TSK genetik bir bozukluktur. Bu rahatsızlık da beyinde, böbreklerde, kalpte, gözlerde, akciğerlerde ve deride yumrular oluşur. Bu durumda beyinde iyi huylu yumrular görülür.

Tedavisi[]

ÇDB’nin kalıcı bir çaresi yoktur, dil, sosyal etkileşim ile kendine bakma becerilerinin kaybı oldukça ciddidir. Etkilenen çocuklar bazı alanlarda kalıcı bozukluklarla karşılaşır ve uzun süreli bakıma gereksinim duyar. ÇDB’nin tedavisi hem terapi hem de ilaçları içerir.

Davranış terapisi: Amacı çocuklara yeniden dil, kendine bakma ve sosyal beceriler kazandırmaktır.

İlaçlar: ÇDB’yi doğrudan tedavi edebilecek ilaçlar yoktur. Saldırgan duruş ve yineleyici davranış modelleri gibi ağır davranış sorunları için antipsikotik ilaçlar kullanılır. Nöbetleri kontrol altına almak için ise antikonvulsan ilaçlar kullanılır.


KAYNAKÇA:[]

http://www.rettsyndrome.org

http://www.autismspeaks.org

http://tr.wikipedia.org


Yaygın Gelişimsel Bozukluk[]

Tipik Özellikleri Nelerdir?[]

YGB tanısı almış olan bireyler özellikleri açısından oldukça heterojen bir gruptur.

İletişim becerileri, sosyal etkileşim ve ilgilerindeki sınırlılıklar hepsinin ortak özellikleri olmasına karşın, gözlenen özelliklerin derecesi ve bilişsel özellikleri bireyden bireye değişebilir.

Örneğin bazı bireylerde sınırlı da olsa iletişim becerileri olduğu gözlenirken, bazıları çevreyle iletişim kurma çabasına girmezler.

Diğer taraftan bazı çocuklar diğerleriyle göz kontağı kurabilirken, diğerlerinde hemen hemen hiç göz kontağı olmadığı gözlenir.

Bu nedenle otizmli çocukların aşağıda açıklanan temel özellikleri, her çocuğun kendine özgü özellikleri olabileceği göz önüne alınarak okunmalıdır.

İletişim becerileri[]

İletişim becerileri, hiç konuşmamaktan etkili iletişim kuramamaya kadar farklılık göstermektedir. Bazı çocuklarda konuşmada belirgin derecede gerilik görülebilir. YGB tanısı almış olan çocukların en az üçte biri hiç konuşmamakta (% 35-40) ve %30-50 si dili işlevsel olarak kullanamamaktadır. Diğer taraftan grubun yaklaşık % 50 si farklı düzeylerde sözel iletişim becerilerine sahip olmaktadırlar. YGB tanısı almış olan çocukların birkaç sözcükle de olsa iletişim kurmaya başladıkları ancak grubun yaklaşık olarak %25-30 unun 15.-24. aylarda var olan sözcüklerini ve el sallama, işaret etme gibi sözel olmayan iletişim davranışlarını kaybettikleri gözlenmektedir. Otizmli çocuklarda konuşma genellikle akranlarına göre gecikmiştir, bazı çocuklarda hiç konuşmama olarak tanımlanan mutizm görülmektedir. Bunların yanı sıra yaygın olarak gözlenen iletişim ve konuşma özellikleri vardır. Ekolali bu özelliklerden birisidir ve çocuğun duyduğu sesleri, sözcükleri ve cümleleri yineleyici bir şekilde ve iletişim amacı olmaksızın anında ya da daha sonra tekrar etmesi olarak tanımlanır. Bazı çocuklar diğerlerinin sözcüklerini orijinal konuşmacının ses tonu ve temposu ile tekrar ederken, diğerleri de televizyonda duydukları reklamları, filmlerde duydukları ifadeleri olduğu gibi tekrar edebilirler. Ekolali, genellikle otizme özgü gibi düşünülse de engelli olmayan ve zihinsel engelli olan çocuklarda da dilin öğrenildiği dönemlerde ortaya çıkan bir özelliktir. Çocuk büyüdükçe bu özellik kaybolur ve başkalarının söylediği cümlelerle ilişki kurmak yerine çocuk daha yaratıcı cümlelerle iletişim kurar. Otizmli çocukların ise bu dönemde kaldıkları ve yaratıcı cümleler kurma aşamasına geçemedikleri, dilin ezberlenmiş cümle setlerinden oluştuğu ve var olan dil becerilerinin yeni durum ve ortamlara uyarlanamadığı düşünülmektedir. Ekolalik ifadelerin daha önce düşünüldüğü gibi dilin anlamsız bir kullanılış şekli olmadığı, çoğunun iletişim amaçlı kullanıldığı da savunulmaktadır. Ancak ekolalik ifadelerin anlamını çözebilmek her zaman mümkün olamamakta; grubun yaklaşık % 75 i açık ve net anlaşılabilir ekolalik ifadeler kullanırken, geriye kalan % 25 inin ifadeleri daha az anlaşılabilmektedir.

İletişim becerilerine ilişkin diğer özellikler, konuşma becerileri olan çocuklarda şahıs zamirlerini kullanmadaki güçlük, alışılmadık ses tonu ile sözcüklerin mecaz anlamlarını, deyimleri, soyut sözcükleri ve dile dayalı şakaları anlamadaki güçlükler olarak sıralanabilir. Konuşma becerileri olan otizmli çocuklar birinci tekil şahıs ifadesi olan "ben" sözcüğü yerine üçüncü tekil şahıs ifadelerini kullanmakta, isteklerini "Ayşe su ister" şeklinde ifade etmektedirler. Deyimleri ya da sözcüklerin mecazi anlamlarını anlayamamakta, örneğin "büyük ikramiye ona vurdu", "hastalandı ve yatağa çakıldı kaldı" ya da "ağlamaktan gözlerim çıktı." gibi ifadeler üst düzey dil becerileri olan otistik çocukları bile şaşırtmaktadır. Ayrıca anlamını iyi bildiği bir sözcüğün farklı anlamları olduğu ve iletişim sırasında bu farklı anlamların sık sık kullanıldığı durumlarda, otizmli çocuk konuşulanları anlamada güçlük çekmektedir.

Dil kullanımında gözlenen belirgin farklılıklara / özelliklere karşın yapılan araştırmalarda problemin dilin yapısal boyutunda değil, iletişim boyutunda olduğu belirtilmektedir. Konuşma ve dil becerileri olan YGB li bireylerin, diğerleri ile karşılıklı konuşma başlatma ve konuşmayı sürdürme konusunda ciddi güçlükleri bulunmaktadır Yukarıda açıklanan güçlüklerin yanı sıra karşısındaki kişiye bakma, yüz ifadelerini kullanma, iletişimde sıra alma, işaretler ya da mimikler kullanarak karşısındakinin dikkatini bir olay, kişi ya da nesne üzerine çekme gibi sözel olmayan iletişim becerilerinde de farklı düzeylerde yetersizlik gözlenebilmektedir. Otizmli çocukların farklı düzeylerde sözel olmayan iletişim becerileri olmasına karşın, bu becerilerin iletişimdeki sosyal işlevlerini anlamada güçlük çektikleri, bu nedenle sözel olmayan iletişim becerilerindeki yetersizlerin niteliksel olduğu kabul edilmektedir. Birçok anne baba çocuklarının, ulaşamayacakları bir şey istedikleri zaman kendilerinin ellerinden tutarak o şeye doğru götürdüklerini söylerler. Ancak bu davranışın iletişim amaçlı olmadığı, bir amaca ulaşmak için yetişkinin bir araç olarak kullanılması olduğu kabul edilmektedir. YGB bireylerin iletişim özelliklerine ilişkin bu farklılıkları özet olarak şöyle sıralanabilir: Konuşma gecikmiştir ya da hiç yoktur, işaretler, mimikler gibi alternatif iletişim becerilerini kullanmada başarısızdırlar, anında ya da gecikmiş ekolali vardır, şahıs zamirlerini ters kullanırlar, soyut ifadeler, mecazları anlamada güçlük yaşarlar, sözel olmayan iletişim yetersizdir.

Sosyal etkileşim:[]

Sosyal yetersizlikler, YGB altında yer alan beş bozukluk için de tanı ölçütüdür. YGB tanısı olan çocukların anneleri çocuklarının çok küçük yaşlardan başlayarak kendileri ile göz kontağı kurmaktan kaçındıklarını, insanlardan çok nesnelerle ilgilendiklerini ifade etmektedirler. Bu çocuklar bebeklik ve küçük çocukluk döneminde akranlarına göre daha az gülümsemekte, daha az ses çıkarmaktadırlar. Diğerlerinin seslerine ilgi göstermemekte, anne babalarının seslerine tepki vermemektedirler. Kendi isimlerine tepki vermemeleri YGB tanısı için güvenilir bir gösterge olarak kabul edilmektedir.

Çocukların çoğunda sosyal etkileşim genel olarak herhangi bir öğretim olmaksızın doğal olarak gelişmekte; örneğin görsel dikkatini diğerleriyle birlikte ilgilenilen bir şey üzerinde toplamak olarak tanımlanan ortak dikkat 6-18 aylar arasında gelişmektedir. Çocuklar bu dönemde diğerlerinin işaret ve bakışlarını izleyebilirler, kendi bakış ve işaretlerini, çevrelerindeki diğerleriyle aynı nesneler üzerinde odaklayabilirler. Çocuk ilgilendiği bir nesneye bakar, sonra bu nesneyi diğerlerine gösterir daha sonra yetişkinin gösterdiği nesneye bakıp bakmadığını izler. YGB li çocuklarda diğerlerinin bakışlarını izlememesi, ilgilendiği nesneleri diğerlerine göstermemesi yaygın olarak görülen bir özelliktir ve bu özelliğin dil gelişimini de olumsuz yönde etkilediği kabul edilmektedir.

YGB li çocuklar diğerleri ile sosyal etkileşim kurma konusunda ilgisiz görünebilirler, diğerlerinin farkında değilmiş gibi davranırlar ve sosyal kurallara uymayabilirler. Ancak bazı çocuklar yalnız olmayı, yalnız etkinlikleri tercih ederken, bazıları sosyal etkileşim kurma çabası içinde olabilirler. Ancak etkileşim başlatma, etkileşimi sürdürme ve sonlandırma konularında ciddi güçlükler yaşamaları nedeniyle akranlarından çok, kendilerinden küçük çocuklarla ya da yetişkinlerle etkileşim kurmayı tercih ettikleri gözlenmektedir. Başarılı sosyal etkileşim için diğerlerinin duygularını, düşüncelerini ve inançlarını anlayabilmek, diğerlerinin düşünce ve duygularının kendimizin düşüncelerinden farklı olabileceğinin farkında olmak çok önemlidir. Zihin kuramı olarak tanımlanan bu özellikler bireyin, diğerlerinin duygu, düşünce, eğilim ve isteklerini anlama becerisi olarak kabul edilmektedir. Küçük çocuklar, üç-dört yaş civarında, çevrelerindeki diğer kişilerin duygu düşünce, istek ve eğilimlerinin, kendi duygu, istek ve düşüncelerinden farklı olduğunu anlayabilmekte, diğerlerinin sosyal davranışlarını yordayabilmekte ve sosyal davranışlara ilişkin beklenti geliştirebilmektedirler. Bunun sonucu olarak kendi davranışlarını diğerlerinin davranışlarına göre değiştirebilmekte ve uyarlayabilmektedir. Otizmli çocuklar ise diğerlerinin duygu ve düşüncelerini, yüz ifadelerini, vücut dillerini, davranışları ile, diğerlerinin bakış açısını anlayamamaktadırlar. Bazı araştırmacılar tarafından, sosyal körlük ya da zihin körlüğü olarak ta isimlendirilen bu sınırlılık otizmli çocukların en temel yetersizliği olarak kabul edilmektedir. Otizmli çocuğun hem kendi davranışlarını hem de diğerlerinin davranışlarını anlayabilmesi gecikmiştir ve yetersizdir. Araştırmalar dil öğrenme ile zihin kuramı arasında ilişki olduğunu, zihin kuramını kazanmış olan çocukların daha üst düzeyde sözel dil becerilerine ve daha esnek iletişim becerilerine sahip olduğunu açıklamaktadırlar.

YGB tanısının önemli bir ölçütü, çocukların oyun davranışlarının akranlarından farklı olmasıdır. Özellikle hayali oyunların gelişmemesi ya da yetersizliği temel belirtilerden birisi kabul edilmektedir. Genellikle yineleyici, tekrarlardan oluşan oyunlar gözlenmektedir. Bir nesne ya da oyuncağı sallama, döndürme gibi yineleyici bir şekilde kullanma, oyuncağın sadece bir parçası ile ilgilenme (oyuncak kamyonun sadece tekerleklerini döndürme ) tipik oyun davranışları kabul edilebilir. Sembolik oyun genellikle çok sınırlıdır, diğerlerinin yardımı olmaksızın hayali oyunlar gözlenmez. Genellikle yalnız oynarlar ve bu oyunlarda yineleyici / tekrarlayıcı oyunlar baskındır.

Bilişsel Özellikler:[]

YGB tanısı almış olan bireylerin yaklaşık olarak % 25-33 ünün normal ve daha üst düzeyde zekaya sahip oldukları geriye kalan grubun yaklaşık % 50 sinin ise yaşam boyu yetişkine bağımlı kalacak düzeyde düşük zihinsel becerilere sahip oldukları bilinmektedir. Ancak otistik çocukların zekalarını ölçmek amacıyla kullanılan zeka testlerinin sonuçları çok dikkatli yorumlanması gerektiği unutulmamalıdır. Bu çocuklarda daha önce açıklanan sosyal ve iletişim becerilerindeki sınırlılıklar zeka testlerindeki sorulara doğru tepki vermelerini, diğer bir deyişle zihinsel performanslarını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bunun yanı sıra, otizmli çocuklar zeka testlerinin farklı alanlarında farklı performans gösterebilmekte; sözel ve soyut becerileri değerlendiren bölümlerden düşük, eşleştirme, blok desenleme, nesneleri birleştirme ve örüntü oluşturma gibi görsel-uzaysal becerilerde yüksek puan alabilmektedirler. Bazı YGB olan çocukların zihinsel performansları ortalama ya da ortalamanın üzerinde olmasına karşın, taklit becerileri, sözcük dağarcığı, bilgilerin işitsel olarak işlenmesi ve üst düzey bilişsel işlevlerde güçlükleri bulunmaktadır. Bu beceriler çocukların öğrenmeleri üzerinde çok etkili olması nedeniyle, otizmli çocuklarla çalışan profesyoneller bu güçlüklerin farkında olmalı, eğitim programları ve öğretim süreci bu beceriler üzerinde odaklanmalıdır. Örneğin taklit becerisi, çocukların sosyal, bilişsel becerileri ve öğrenmeleri için çok önemli bir beceridir ve özellikle sembolik düşünmede çok önemli bir rol oynamaktadır. Küçük çocuklar annelerinin ve çevrelerindeki diğer kişilerin hareketlerini hem de sözlerini taklit ederler. Akranları ile bir arada oldukları zaman ise birbirlerinin davranışlarını taklit ederek bilgi ve deneyim kazanırlar. Otizmli çocuklar da dahil olmak üzere YGB olan çocuklarda taklit becerileri zayıftır, bu nedenle yeni becerileri diğerlerini gözlemleyerek öğrenmeleri zor olabilir. Birçok otizmli çocuk eğitim ile taklit becerilerini öğrenseler de, taklit becerilerinin kalitesine ilişkin sınırlılıklar yaşam boyu devam eder.

Bilişsel özellikleri araştıran bir grup çalışmada, otistik çocukların aldıkları bilgiyi işleme süreçleri incelenmiştir. Bilgi işleme, alınan bilgilerin analiz edilmesi, düzenlenmesi, biriktirilmesi ve hatırlanmasından oluşan bir sistem içinde gerçekleştirilir. Yeni bilgiler, biriktirilmiş olan eski / ilişkili bilgilerle birleştirilerek yeniden şekillenir ve tanımlanır. Otizmli çocuklarda bu süreç farklı ve karmaşıktır; alınan bilginin genellikle bir boyutuna dikkat edilmekte; bu nedenle bilgiyi anlama sınırlanmaktadır. Düşünme sürecinde esneklik olmaması, dikkatin bir noktadan diğerine transfer edilememesi sıklıkla gözlenen özelliklerdir. Örneğin önündeki çalışma kağıdına bakan bir öğrenci, dikkatini çalışma kağıdından öğretmenin söylediklerine yönlendirememekte, öğretmenin neler söylediğine dikkat edememektedir. Benzer şekilde giyinme becerileri olan otizmli bir çocuk, dışarı çıkması için giyinmesi gerektiğinde nasıl giyineceğini, neler giyeceğini planlayamamaktadır. Herhangi bir problemle karşılaştığı zaman, bir çözüm yolu bulmakta, bu yol dışındaki diğer yolları aramamakta, yeni çözüm yolları denememektedir.

Sınırlı ilgi ve etkinlikler:[]

YGB li bireylerin ortak özelliklerinden birisi de sınırlı ilgilerinin olması ve sınırlı sayıda ve özellikte etkinliklerle uğraşmalarıdır. Tipik bir özellik olarak YGB li çocukların oyuncak bir araba ile oynama biçimlerini göstermek mümkündür. Çocuklar arabayı yerde sürmek ya da araba ile bir şeyler taşımak yerine arabayı ters çevirebilir ve tekerleklerini döndürerek dakikalarca izleyebilirler. Ya da takmalı oyuncakların parçalarını defalarca söküp tekrar takabilirler. Dünyadaki tüm ülkelerin başkentlerini listeleyebilir ve bayraklarını çizebilir. Çevresindeki kokularla ilgilenebilir ve insanları isimleri ile değil kokuları ile adlandırabilir. Bu özelliğin YGB li kişilerin insanlardan daha çok nesnelerle ve bütünden çok ayrıntılarla uğraşmaları ile ilgili olduğu düşünülmektedir.

YGB li çocukların çoğunun davranışları da oldukça sınırlı olabilir. Örneğin bazı nesneleri hep aynı biçimde dizebilir, uğraştığı bir etkinliği (örneğin oyuncak arabalarını sıralar halinde dizmeyi) bırakmak istemediği için diğer etkinliklerle ya da olaylarla ilgilenmeyebilir. Belli davranışları çok uzun süre defalarca sergileyebilir, konuşma ve dil becerileri olan çocuklar ilgilendikleri konu hakkında (örneğin hayvanlar, taşıt araçları ya da reklamlar, vb.) saatlerce konuşabilir, engellendikleri zaman öfkelenebilir ve istenmeyen davranışlar sergileyebilirler. Benzer şekilde etraflarındaki etraflarındaki hiçbir şeyin değişmemesi için çaba gösterir, hergün aynı yollardan okula gitmek, her gün aynı giyecekleri giymek ya da aynı yiyecekler yemek isteyebilir.

Diğer özellikler: Otizmli çocuklar ve gençler öğrendikleri yeni bilgiyi bir başka ortam ve duruma transfer etme ve bu bilgiyi kullanmada güçlük çekerler. Bu durum yeni bilgi öğrenme ve yeni bilgilerde ustalaşmalarını olumsuz yönde etkiler. Öğrenilen becerinin / bilginin ilgili ve önemli özelliklerini anlayamamaları ve esnek düşünememeleri nedeniyle çocuk elini evdeki lavaboda yıkamayı öğrendiği halde okuldaki ya da bir lokantadaki lavaboda ellerini nasıl yıkayacağını bilemeyebilir. Benzer şekilde genç bir çocuk gerektiği durumlarda öğretmeninden yardım isteyebildiği halde, okulda ya da bir alışveriş merkezinde ihtiyacı olmasına karşın kimseden yardım istemeyebilir.

YGB li çocuklarda sıklıkla gözlenen bir diğer özellik farklı gelişim alanlarında eşit olmayan performans göstermeleridir. Örneğin, küçük bir çocuk 250 parçalık bir bul-yap oyuncağını hiç yardımsız ve çok kısa sürede yapabilirken, iki nesne arasından büyük olanı gösteremeyebilir. Benzer şekilde, oldukça zengin sözcük dağarcığı olan otizmli bir genç, diğerleriyle bir iki dakikalık bir konuşmayı bile yürütemeyebilir. Beşinci sınıf düzeyinde okuma becerileri olan bir çocuk, okuduklarını anlamayabilir, metne ilişkin hiçbir soruyu yanıtlayamayabilir. Bazı çocuklarda çok sıra dışı beceriler olduğu da gözlenir. Örneğin üst düzey resim yapmak, bir enstrümanı üst düzeyde çalabilmek, herkesin doğum gününün haftanın hangi gününe rastladığını bilmek ya da dünyadaki tüm ülkelerin başkentlerini bilmek ve bayraklarını çizmek gibi sıra dışı beceriler çocuğun çevresindeki kişileri oldukça şaşırtabilir.

Şablon:YGB

Advertisement