Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Wikipedia-logo-tr
Vikipedi'den Zülkarneyn ile ilgili bir şeyler var.
Screenshot 2023-04-12-10-16-31-462-edit com.google.android

https://podcasts.google.com/feed/aHR0cHM6Ly93d3cuc3ByZWFrZXIuY29tL3Nob3cvNDgyMzYzMC9lcGlzb2Rlcy9mZWVk/episode/aHR0cHM6Ly9hcGkuc3ByZWFrZXIuY29tL2VwaXNvZGUvNDM3OTcyMDM?ep=14

Bakınız

Şablon:Zülkarneyn - d


Zülkarneyn
Nûh aleyhisselâmın oğlu Yâfes'in soyundandır. Yemen'de yaşamış olan münzir iskender ile Aristo'nun talebesi olan Makedonyalı İskender'den daha önce yaşadı
İskender - İskenderun İskenderiye
Kur'an'da Zülkarneyn Evliya Çelebi/Zülkarneyn
Kehf Suresi
Kehf Suresi/83-101
Kehf Suresi/Elmalı Orijinal Kehf Suresi/VİDEO
Finlandiya finliler kendilerine suom ve çok sevdikleri ülkelerinede "balçık veya bataklık arazisi" anlamına gelen suomi derlermiş. grigory petrov(beyaz zambaklar ülkesinde)
Yecüc ve Mecüc
Gog and Mogog

Zü-l Karneyn: Velî veyâ peygamberdir.

Kur'ân-ı Kerim'de adı geçen ve Peygamber olup olmadığı tam bilinmeyen büyük bir hükümdar ismi.

İki zülüflü yahut da şark ve garbın hakimi olduğu için böyle denilir.

Eski Yemen Padişahlarından birisi denilir. Hazret-i İbrahim Aleyhisselâm zamanında bulunup Hazret-i Hızır'dan ders almıştır.

Bazıları yanlış olarak bunu İskender-i Rumî ile karıştırır. İskender-i Rumî Milâddan 300 sene evvel yaşamış ve Aristo'dan ders almıştır.

Yemen'li İskender'e İskender-i Kebir de denir. (Bak: Karn)

İki boynuzlu. İki asırlı iki karnlı

ZÜLKARNEYN ALEYHİSSELÂM[]

Peygamber veyâ veli. Kur'ân-ı kerimde kıssası, doğuya ve batıya seferleri zükr edilmiştir. Asıl ismi İskender'dir. Doğuya ve batıya gittiği için y[İskender-i Zülkarneyn]] diye anılmıştır.

Nûh aleyhisselâmın oğlu Türklerin soyu olan Yâfes'in soyundandır. Peygamber olup olmadığı açıkca bildirilmedi.

Yemen'de yaşamış olan Münzir İskender ile Aristo'nun talebesi olan Makedonyalı İskender'den daha önce yaşadı.

Sâlih bir zât olan Zülkarneyn aleyhisselâmı Allahü teâlâ yeryüzündeki insanlara emir ve yasaklarını tebliğ ile vazifelendirdi.

Zülkarneyn aleyhisselâm Allahü teâlâ niyâzda bulunup; kendisine kuvvet vermesini, insanlar arasında hangi ilim ve adâletle hükmetmesinin gerektiğinin bildirilmesini istedi.

Allahü teâlâ şöyle buyurdu: Sana verdiğim vazifeyi yapabilmen için kuvvet ihsân ederim. Göğsünü açarım. Herşeye gücün yetecek hâle gelirsin. '

Anlayışını açar, konuşmanı genişletirim, kulağını açarım, tâ uzaktakileri işitirsin.

Basiretini genişletirim, çok uzakları görür, herşeye nüfûz edersin. Her şeyi sağlam yaparsın.

İstediğin herşeyi ihsân ederim.

Sana heybet veririm hiç kimse sana kötü gözle bakamaz.

Ben sana yardım ederim. Hiç bir şey sana zarar vermez.

Seni kuvvetlendiririm. hiç bir şeye yenilmezsin.

Kalbine kuvvet veririm hiçbir şeyden korkmazsın.

Aydınlık ve karanlığı emrine verir, onları senin askerin yaparım. Aydınlık senin önünde yol gösterir, karanlık arkandan seni muhâfaza eder.

Allahü teâlâ hazret-i Zülkarneyn'in emrine bulutları ve başka vâsıtaları verdi.

Ona ilim ve kudret, insanlar üzerine tasarruf hâkimiyeti verdi.

Ayrıca beyaz ve siyah olmak üzere iki sancak ihsân etti.

Zifiri karanlık olan gecede beyaz sancağı açınca, ortalık aydınlığa gark olurdu.

Gündüz harp ederken düşman askerinin karanlıkta kalmasını arzu ederse siyah sancağını açar, düşman tarafı zifiri karanlık, kendi tarafı aydınlık olur, böylece düşmana kısa zamanda gâlip gelirdi.

Her sefere çıkışında önü aydınlık, arkası karanlık olurdu. Çok geçmeden memleketi genişledi. Devleti güçlendi. Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bütün dünyâya yaymağı azmetti.

Teyzesinin oğlu Hızır aleyhisselâmı kendisine vezir, ordusuna kumandan tâyin etti.

Allahü teâlânın emriyle müminlerden meydana gelen ordusu ilk önce batıya yürüdü. Vardığı yerlerde kâfirleri hak dine dâvet etti. İnsanlara iyilik ve ihsânlarda bulundu.

İnanmayanlarla harp etti.

Batıda meskûn (yerleşilmiş) yerlerin sonuna vardı. Artık karalar bitmiş denizler başlamıştı. Oraya vardığı sırada orada bir kavim buldu. Bu kavim kafir olup vahşi hayvan derisinden elbise giyerler, denizin dışarı attığı balık cinsinden şeyleri yiyerek geçinirlerdi. Zülkarneyn aleyhisselâm bu kavmi, güzel muâmelede bulunarak hak dine dâvet etti. Kavimden bir kısmı imânla şereflendi bir kısmı ise imân etmekten yüz çevirdi. zülkarneyn aleyhisselâm inanmayanların üzerine yürüdü ve onları karanlıkta bıraktı.Onlar karanlıkta ne yapacaklarını bilemediler. Sonunda pişman olup tövbe ettiler ve Allahü teâlânın varlığına, birliğine inandılar. Zülkarneyn aleyhisselâm müminlerden kurduğu ordusu ile uğradığı her yerdeki bütün insanları hak dine dâvet etti. Allahü teâlâya imân ve ibâdete çağırdı. İmân etmeyenler cezâlarını gördüler.

Yaya olarak Mekke-i mükerremeye gitti ve haccetti.

İbrâhim aleyhisselâmla görüşüp hayır duâsını aldı. Nasihatlerine kavuştu.

Daha sonra doğuya yöneldi.

Güneşin ilk ışıklarının vurduğu en uçtaki kara parçasına vardı.

Zülkarneyn aleyhisselâm orada, yer altındaki mahzenlerinde yaşayan kavmi hak dine dâvet etti.

Daha sonra kuzeye bir sefer yaptı.

İki dağ arasına vardı. O iki dağın yakınında oturan kalabalık bir kavimle karşılaştı. O kavmi de hak dine dâvet etti. Kavmin pâdişâhı Zülkarneyn aleyhisselâmı iyilikle karşıladı ve hediyeler takdim etti. Bütün kavmiyle birlikte hak dini kabul etti. Zülkarneyn aleyhisselâmın iltifatlarına kavuştu.

Ye'cüc ve Me'cüc adlı kavimlerin zararından şikâyette bulundu. Zülkarneyn aleyhisselâm o kavimle birlikte Ye'cüc ve Me'cüc'ün zararından korunmak için sed yaptılar.

Zülkarneyn aleyhisselâm bir seferi esnâsında hiçbir dünyâ malı ve serveti olmayan, rızıklarını sebzeden temin eden bir kavme rastladı. Ayrıca bu kavimde herkes kendi mezarını kazar, hergün mezarını temizler ve ibâdetlerini burada yaparlardı. Zülkarneyn aleyhisselâm o kavmin hükümdarıyla da görüştü. Hükümdar kendilerinin dünyâya önem vermediklerini, âhiretini hatırlamak için de ibâdetlerini mezarlarda yaptıklarını anlattı.

Zülkarneyn aleyhisselâm Allahü teâlânın yardımıyla, doğu, batı ve kuzeydeki bütün ülkeleri feth edip, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını yayma vazifesini tamamladıktan sonra, askerine izin verdi.

Uzlete çekilmesi ve vefatı[]

Kendisi Medine ile Şam arasında Dûmet-ül-Cendel denilen yerde insanlardan ayrıldı. Yanlız Allahü teâlâya ibâdet ve tâatle meşgul oldu.

Vefât etmeden önce yakınlarına

Ben vefât edince usûlüne uygun yıkayıp kefenleyin. Sonra tabuta koyun. Yanlız kollarım dışarda sarkık kalsın. Hazinelerimi de katırlara yükleyin diye vâsiyette bulundu.

Söyledikleri aynen yapıldı. Az bir zaman sonra da vefât etti.

Mekke'ye veya Mekke civârındaki Tehâme Dağlarında bir yere defn edildi.

İskender-i Zülkarneyn böyle vâsiyet etmekle Arkamdan gelen ordular ile doğu ve batıya hâkim oldum. Hizmetçilerim emrimden çıkmadı. Dünyâyı baştan başa tuttum. Sayısız hazinelerim vardı. Fakat bütün bu dünyâ nimetleri kalıcı değildir. Gördüğünüz gibi mezâra eller boş gidiliyor. Dünyâ malı dünyâda kalıyor. Sizler âhirette de faydalı olacak işler yapın. demek istedi.

Şemaili[]

Zülkarneyn aleyhisselâm beyaz-kırmızı benizli, orta boylu idi. Güzel ahlâk sâhibi, Hakka teslimiyeti tam, halkına karşı mütevâzi, alçak gönüllü ve adâler sâhibi idi.

Karekteri[]

Gazâ ve cihâda çıkmakta, beldeleri tâmirde çok gayretli idi. Dünyâ malına rağbet etmez, elinin emeği, alnının teri ile geçinirdi.

Bunun için zenbil örer kendine, çoluk çocuğuna bu paradan harcar, artanını fakirlere sadaka verirdi.

Seddi[]

Ye'cüc ve Me'cüc kavminin zararlarına mâni olmak için sed yapmıştı. Seddi rivâyetlere göre Asya'nın doğusundaki mümin Türklerin ricâsı üzerine inşâ etmişti.

İki dağ arasına taş ve demirden yapılmış olan bu sed bugünkü Çin seddinden başka olduğu söylenmektedir.

Kur'ân-ı kerimin Kehf sûresi :83-98. âyet-i kerimelerinde Zülkarneyn aleyhisselâmla ilgili haberler verilmektedir.

Peygamber efendimiz, sallallahü aleyhi ve sellem de buyurdu ki:

İsmini duyduğunuz kimselerden yeryüzüne dört kişi mâlik oldu.

İkisi mümin ikisi kâfir idi.

Mümin olan ikisi Zülkarneyn ile Süleymân (aleyhisselâm) idi.

Kâfir olan ikisi de Nemrûd ile Buhtunnasar idi.

Beşinci olarak yeryüzüne benim evlâdımdan biri yâni Mehdi mâlik olacaktır.

Sedd-i zerai':[]

Zerâi kelimesinin müfredi olan zeria " yol, vasıta, vesile " demektir.

Sedd ise tıkama, kapama mânasına gelmektedir.

Terkip halinde bu terimin mânası haram, yasak ve zararlı olana vasıta olan davranışı menetmek, harama giden yolu tıkamak demektir.

Vikipedi[]

lkarneyn, ( Arapça ذُو ٱلْقَرْنَيْن ); Birebir çeviri ile İki Boynuzlu), Kuran'ın Kehf Suresi, 83–101 ayetlerinde doğuya ve batıya seyahat eden ve bir topluluk ile Ye'cüc ve Me'cüc arasına set çeken kimse olarak sunulur. Kuran, başka yerlerde Yecüc ve Mecüc'ün bariyerin arkasından çıkışını dünyanın sonu, bazı yazarlar ise onların bir gece ansızın Allah tarafından yok edilmelerini Kıyametin başlangıcı olarak sundular. Zülkarneyn kelimesi Arapçadır. , (e)l ve karneyn kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. , ''sahip ve mâlik'' demektir. Karn ise ''boynuz, perçem, tepe, zaman, güneş'' anlamlarına gelir. Karneyn sözcüğü, karn'ın tesniyesi, yani iki tanesi demektir. Buna göre Zülkarneyn kelimesi, "iki boynuz sahibi" şeklinde tercüme edilir.

Zülkarneyn Cinlerin yardımı ile Yecüc ve Mecüc'e karşı bir duvar örüyor. Minyatür, şu anda Dublin'deki Chester Beatty Kütüphanesinde korunmaktadır.

Kur'an'da kimlik tanımı flu çizgilerle yapılmış efsanevî bir komutan veya kral olduğu anlaşılan Zülkarneyn’in demir işlemeyi bildiği göz önüne alındığında, Demir Çağı'ndan sonra yaşadığı anlaşılır. İslamî kaynaklarda yer alan farklı açıklamalara göre, Kehf Suresi'nin 83-98. ayetlerinde konu edilen bu şahsın doğuya ve batıya askerî seferler düzenleyip büyük fetihler yaptığı, insanları tevhit inancına çağırdığı, başında boynuza benzer iki çıkıntının yer aldığı, tacının üstünde bakırdan iki boynuz bulunduğu, saçlarının ise iki örgülü olduğu, hem anne hem baba tarafından asil bir soya mensup olduğu, İran ve Yunan asıllı iki soydan geldiği, büyük cesaretli olduğu, kendisine büyük bir ilim verildiği ve bunlardan dolayı Zülkarneyn lakabıyla anıldığı belirtilir.

Zülkarneyn ذو القرنين
İslam kaligrafisinde Zülkarneyn'in adı. <---->
Unvanı Zülkarneyn (iki boynuz sahibi)
Yaşam aralığı Bilinmemektedir
Kökeni İran, Türk, İbrani, Arap, ve Yunanlı
Kaynak Kur'an, Kehf Suresi: 83-98
Mesleği Komutan
İnancı Monoteizm
Tez(ler) Büyük İskender (MÖ 356–323)

Büyük Kiros (MÖ y. 600–530)

İlk Müslüman yorumcu ve tarihçiler Zülkarneyni Güney Arabistan Himyari kralı el-Sa'b bin Zī Marashid, özellikle de Büyük İskender olarak tanımladılar. Sınırları doğuda ve batıda olabilecek en geniş noktalara ulaşan bir devlet veya hükümranlığın başını temsil edişi, başarılarının büyüklüğünün kendisini Tanrı’nın desteklediği efsanesinin yerleşmesine yol açışı ve başında da savaşlarda kullandığı çift boynuzlu miğfere ithafen Zülkarneyn (çift boynuzlu) ifadesinin kullanılıyor oluşu, Zülkarneyn'in Makedon Kralı Büyük İskender ile uyumlu gözükmesine ve Kur'an yorumcularının çoğunun Zülkarneyn’in İskender olduğu sonucuna ulaşmasına sebep olmuştur. Zülkarneyn'in demir kitleleri ile inşâ ettiği Zülkarneyn Seddi de, İskender'in Kafkas dağlarında inşa ettiği "İskender Kapısı" ile örtüşmektedir.

Bazı modern akademisyenler hikayenin kökenini Suriye İskender Efsanesinde diğer bir kısmı ise Büyük Kirosta aradılar; ancak modern bilgin ve yorumcuların çoğunluğu Büyük İskender'i tercih etmektedir.

Kuran 18:83-101[değiştir | kaynağı değiştir][]

Rivayete göre Hikaye Kureyş'in Yahudilere Muhammedin bilgi seviyesini ve O'nun Tanrı'nın gerçek bir peygamberi olup olmadığı test etmek için iki adam göndermeleri ve hahamın onlara üç soru vermesi üzerine nazil olan el-Kehf (" Mağara "), suresinde ele alınır. (Ayetler 18:83-98) Haham onlara, Ruh ve Ashâb-ı kehf'e ilave olarak "Dünyanın doğusu ve batısına ulaşan bir adamın hikayesi"ni sormalarını önerir. "Bunları size doğru şekilde anlatırsa, o bir peygamberdir, ona uyun, eğer size söyleyemezse düzmecedir, nasıl uygun görüyorsanız ona öyle davranın." der.

Ayetlere göre Zülkarneyn Dünyanın önce batı ucuna, çamurlu bir kaynakta battığını gördüğü yere, sonra da 18;90 ifadesine göre muhtemelen kurak ve çorak bir yer olan Doğu'ya ve son olarak da Yecüc ve Mecüc'ün zulmüne uğramış bir kavimle karşılaştığı kuzeye doğru seyahat eder ve bu kavimle Yecüc-Mecüc arasına set örer.

18:83 Sana Zülkarneyn'i soracaklar. De ki: "Size ondan bir hatıra okuyacağım."

18:84 Muhakkak Biz onu yeryüzünde güçlü kıldık ve ona her şeye bir yol verdik.

18:85 Ve bir yol izledi

18:86 Nihayet güneşin battığı yere vardığında onu çamurlu bir pınarda batarken buldu ve orada bir kavim buldu. Biz: "Ey Zülkarneyn! Ya cezalandırın ya da onlara nezaket gösterin."

18:87 Dedi ki: "Zulmedene gelince, onu azaplandıracağız, sonra Rabbine döndürülecek, O da onu şiddetli bir azapla cezalandıracak!"

18:88 İnanıp salih amel işleyene gelince, onun mükafatı güzeldir ve Biz ona yumuşak bir emir söyleyeceğiz."

18:89 Sonra bir yol izledi

18:90 Nihayet, güneşin doğduğu yere vardığında, onu, kendilerine bir sığınak kılmadığımız bir kavmin üzerine doğarken buldu.

18:91 Yani (öyleydi). Ve biz onun hakkında her şeyi biliyorduk.

18:92 Sonra bir yol izledi

18:93 Nihayet, iki dağın arasına vardığında, onların tarafında, sözden pek anlamayan bir halk buldu.

18:94 "Ey Zülkarneyn! Yecüc ve Mecüc toprağı bozuyor. Bizimle onların arasına bir sed yapman şartıyla sana haraç verelim mi?"

18:95 Dedi ki: "Rabbimin beni muvaffak kıldığı şey (sizin verdiğiniz vergiden) daha hayırlıdır. Bana kuvvetle yardım et, seninle onların arasına bir set çekeceğim.”

18:96 "Bana demir parçaları ver" - sonunda, uçurumların arasındaki (boşluğu) düzleştirince, "Üfleyin!" dedi. -Nihayet onu ateşe verince: "Bana erimiş bakır getirin, üzerine dökeyim" dedi.

18:97 (Ye'cüc ve Mecüc) de (onu) aşamadılar ve delip geçemediler. 18:98 Dedi ki: "Bu, Rabbimden bir rahmettir, fakat Rabbimin vaadi gelince onu hafife alır, çünkü Rabbimin vaadi haktır."

18:99 Ve o gün, onların bir kısmı bir kısmına saldıracak ve Sûr'a üflenecektir. Sonra onları bir toplulukta toplarız.

18:100 O gün cehennemi kâfirlere apaçık arz edeceğiz.

18:101 Benim zikrimden gözleri kısılanlar ve duymaya tahammül edemeyenler.

Yecüc ve Mecüc[değiştir | kaynağı değiştir][]

Sasani Persleri tarafından inşa edilen savunma sistemlerinin bir parçası olan Rusya'nın Derbent kentindeki Hazar Kapıları, genellikle İskender Kapıları olarak biliniyor.

Cyril Glassé, "İki boynuzlu" adıyla ilgili olarak şunları yazar:

[...] aynı zamanda sembolik bir yorumu da vardır: İskender'in İslam'dan yüzyıllarca önce gelen zamanından dünyanın sonuna kadar attığı eskatolojik gölgeyi yansıtan "İki Çağın kişisi". Arapça Karn kelimesi hem "boynuz" hem de "dönem" veya "yüzyıl" anlamına gelir.

Modern İslam apokaliptik yazarları, bahse konu duvarın yokluğuna dair çeşitli açıklamalar ileri sürdüler, bazıları Moğolların Yecüc ve Mecüc olduğunu ve artık engelin ortadan kalktığını, diğerleri Yecüc ve Mecüc'ün hala var olduğunu ancak insan gözüyle görülmediğini söylüyor:

. . . dünyanın coğrafyası biliniyor ama bu ilerlemeye rağmen (Kuran 18:94)deki bu "Engel" den bahseden yok. . . Cevap, var olan her şeyin görülemeyeceğidir. (Abd al-Azim al-Khilfa, 1996)

Daha sonraki edebiyat[değiştir | kaynağı değiştir][]

Seyyah Zülkarneyn, sonraki yazarların gözde konularından biriydi. İskenderin Hintli bilgelerle buluşmasının birçok Arapça ve Farsça versiyonu bulunuyor. İranlı Sünni mistik ve ilahiyatçı Al-Gazzali Zülarneyn'in hiçbir mülkü olmayan ancak evlerinin kapılarına mezarlar kazmış bir halkla karşılaşmasını yazdı; kralları onların bunu yaşamdaki tek kesinliğin ölüm olduğu bilinciyle yaptıklarını açıkladı. Gazali'nin versiyonu daha sonra Binbir Gece Masalları 'na girdi.

Orta çağ İran şairlerinin belki de en ünlüsü olan Sufi şair Rumi Zülkarneynin doğu yolculuğunu anlatmıştır. Kahraman, diğer tüm dağların "anası" olan, zümrütten yapılmış ve her toprağın altında damarlarla tüm Dünya'yı çevreleyen bir halka oluşturan Kaf Dağı'na çıkar. Dağ onun ricası üzerine depremlerin kökenini şöyle açıklar: "Allah dilerse dağın bir damarı zonklar ve böylece deprem olur". Başka bir yerde, büyük dağın üzerinde Kıyamet için sura üflemeye hazır bekleyen İsrafil (başmelek Raphael) ile karşılaşır.

Malay dili Hikayat Iskandar Zulkarnain, Malay Annals'ta Raja Rajendra Chola (Raja Suran, Raja Chola) aracılığıyla İskender Zülkarneyn'den  Sumatra Minangkabau kraliyet ailesi gibi birkaç Güneydoğu Asya kraliyet ailesinin soyunun izini sürüyor.

Zülkarneyn olarak tanımlanan kişiler[değiştir | kaynağı değiştir][]

Büyük İskender[değiştir | kaynağı değiştir][]

Büyük İskender'in gümüş tetradrahmisi, koç-tanrı Zeus-Ammon'un boynuzlarıyla. Bazı tarihçilere göre hikaye Orta Doğu'da geçerli olan Süryanilerin İskender Efsanesine dayanmaktadır. Süryani Efsanesinin Kuran üzerindeki etkisi, tarihleme tutarsızlıkları ve eksik anahtar motifler temelinde sorgulanmakla birlikte Magog'un torunları olan İskitler, bir zamanlar İskender'in generallerinden birini yener ve İskender onları uygar topraklardan uzak tutmak için Kafkas dağları üzerine bir duvar inşa eder. (temel unsurlar Flavius Josephus'ta bulunur). Efsane, sonraki yüzyıllarda çok daha fazla detaylandırılır ve Suriye versiyonu aracılığıyla Kuran'a girer.

Süryani Efsanesi İskender'in boynuzlarına referans vermekle birlikte, kahramana Yunanca adıyla atıfta bulunur, değişken bir sıfat kullanmaz. "İki boynuzlu" şeklindeki kullanım ilk olarak Kuran'da ortaya çıkar. Bu kullanımın ardındaki nedenler biraz muğlaktır: El-Taberi, bunu Onun dünyanın bir ucundan ("boynuz") diğer ucuna gitmesiyle ilişkilendirir. Ancak bunun Helenistik dönemde Yakın Doğuda kullanılan popüler madeni paralar üzerinde görülebileceği gibi, İskender'in koç-tanrı Zeus-Ammon'un boynuzlarını taktığı resimlerle de ilişkili olması olasıdır.

Zülkarneyn'in kuzey yolculuğunda inşa ettiği duvar, uzaktan bir Çin Seddi bilgisini (12. yüzyıl bilgini İdrîsî, Sicilya kralı II. Rugerro için "Yecüc ve Mecüc Ülkesi"ni Moğolistan'da gösteren bir harita çizmişti) ) veya kuzeyli barbarlara karşı Hazar bölgesinde inşa edilmiş çeşitli Sasani-Pers duvarlarını veya ikisinin karışımını yansıtıyor olabilir.

Ernstin Zülkarneyn'in doğu ve batı seyahati ile ilgili tespitleri şöyle; İskenderin batıda "çamurlu bir kaynakta" gün batımını bulmasının Süryani efsanesindeki karşılığı "zehirli bir deniz"di. Süryani hikayede İskender, hüküm giymiş mahkumları denize göndererek denizi dener, ancak Kuran'da bu genel bir adalet yönetimine dönüşür. Ernst'in ifadesine göre hem Suriye efsanesi hem de Kuranda, İskender/Zülkarneyn Doğuda, yükselen güneşe yakın öyle bir halk bulur ki onların güneşin sıcağına karşı hiçbir korunakları bulunmaz.

Birkaç orta çağ müfessir ve tarihçisi, kronolojik tutarsızlıktan kaçınmak için onu İskender'le özdeşleştirmez çünkü rivayete göre Zülkarneynİbrahim dönemine yakın bir zamanda bazılarına göre 700 yıl yaşar, İskenderin ömrü ise oldukça kısadır.

İbn Kesir :100-101 İbn Teymiyye  :101  ve Mekarim Şirazi  gibi yorumcular ise teolojik argümanlarla İskenderi reddeder. Kur'an'da ifade edilmemekle birlikte Zülkarneynin tek bir Tanrı'ya ibadet etmekteydi, İskender ise bir müşrikti, ancak bu görüş, geleneksel alimler tarafından reddedildi.

Kral Ṣaʿb Zu-Marāsıd[değiştir | kaynağı değiştir][]

Kur'an 18: 83-101'de bahsedilen Zülkarneynin çeşitli seferleri Güney Arabistan Himyer Kralı El Raid Sa'b Dhu-Marāshid'e de atfedilmiştir. İbn Hişam'ın kaydettiği şekliyle Wehb ibn Münebbih'e göre, Kral Ṣaʿb, Kudüs'te Hızır ile görüşür, Hızır tarafından karanlıklar diyarına götürülene kadar dünyanın dört bir yanına seyahat eder, insanları fetheder ve Zülkarneyn lakabı verilen bir fatih olur. Wheeler'e göre, başta Sa'b ile ilişkilendirilen bu anlatıların bazı unsurlarının Zülkarneyni İskender ile özdeşleştiren hikayelere dahil edilmiş olması mümkündür.

Büyük Kiros[değiştir | kaynağı değiştir][]

Pasargadae'deki bir sarayın kapı sütununda bulunan kabartma. Burada bir çift uzun spiral koç boynuzu üzerine monte edilmiş bir tür eski Mısır tacı (Hemhem tacı) giyen kanatlı bir figür bulunmakta. Figür bir zamanlar üzerindeki bir yazıt nedeniyle bazı akademisyenlerce Kiros ile ilişkili bulunmuş  olsa da çoğunluk onu koruyucu bir cin figürü olarak görüyor.

  Modern zamanlardaki bazı Müslüman bilim adamlarına göre Zülkarneyn aslında Ahameniş İmparatorluğu'nun kurucusu ve Mısır ve Babil fatihi Büyük Kiros olmalıydı. Görüşlerini Eski Ahit'te Daniel 8:20 in gördüğünü söylediği Med ve Pers krallarını temsil eden iki boynuzlu bir koç ile desteklediler.

Arkeolojik kanıtlardan Cyrus Silindirine göre Kiros Babil tanrısı Marduk'a tapmakta ve Marduk Ona dünyayı yönetmesini ve Babil'de adaleti tesis etmesini emretmekteydi. Silindir, Nabonidus'un diğer Babil şehirlerinden Babil'e getirdiği putların Kiros tarafından eski kutsal alanlarına yerleştirilmesi ve harap olmuş tapınakların yeniden inşasını anlatır. Diğer metin ve yazıtlara göre de Kirosun etki alanlarında din özgürlüğüne izin veren genel politikasının izleri görünmektedir.

Kiros ile iki boynuz'u bağdaştıran bir kabartma Pasargadae'deki bir sarayın kapı sütununda bulunuyor. Burada bir çift uzun spiral koç boynuzu üzerine monte edilmiş bir tür eski Mısır tacı (Hemhem tacı) giyen kanatlı bir figür bulunmakta. Figür bir zamanlar üzerindeki bir yazıt nedeniyle bazı akademisyenlerce Kiros ile ilişkili bulunmuş  olsa da çoğunluk onu koruyucu bir cin figürü olarak görüyor ve aynı yazının kompleksin içindeki diğer saraylarda da yazıldığını not ediyor.

Klasik Müslüman yorumcularda bulunmayan Kiros ile Zülkarneyni bağdaştıran bu görüş 1855'te Alman filolog GM Redslob tarafından önerilir, ancak batıda kabul görmez. Ancak Müslüman yorumcular Seyyid Ahmad Han (ö. 1889), ve ardından da Ebul Kelam Azad İslam dünyasına sunulur ve yıllar içinde genişleyen bir kabul görür. Enis Dokonun görüşleri de bu yöndedir. Kiros'un kendisinin Tanrı tarafından kutsandığını söylemesi, Babil'e geldiğinde oradaki Yahudileri Babil tutsaklığından kurtarması ve Kudüs'e dönüp tapınaklarını yeniden inşa etmeye izin vermesi dolayısıyla Yahudiler tarafından bilinmesi onu öne çıkaran özellikler olarak görülüyor.

Diğerleri[değiştir | kaynağı değiştir][]

Kuran'daki figürle özdeşleştirilen diğer kişiler:

  • Afrīqish al-Himyarī; Himyar kralı. Biruni, Geçmiş Yüzyılların İşaretleri adlı kitabında, Zülkarneyn'in Akdeniz'i fetheden ve Ifrīqiya adında bir şehir kuran Yamani prensi Afrīqish olduğu görüşünü destekler. Biruni, iddiasını desteklemek için, Zū Nuwās ve Zū Yazan gibi Zū ile başlayan bileşik isimlerin Himyar kralları arasında yaygın olduğuna dikkat çeker.
  • Feridun; Taberi tarih'ine göre, bazıları İbrahim döneminde yaşamış olan Yaşlı Zülkarneyn'in (el-ekber), el-Tabari'nin Afrīdhūn ibn Athfiyān olarak yorumladığı efsanevi Pers kralı Fereydun olduğunu söylemekteydiler.
  • İmru'l-Kays; güney Mezopotamya'daki Lahmilerin prensi, önce İran'ın sonra da Roma'nın müttefiki, kahramanlıklarından dolayı sevgiyle anılıyor.
  • Yusuf oğlu Mesih; Yemenli Yahudilerin beklediği muhteşem bir askeri kurtarıcıydı.
  • Büyük Darius.
  • Kisrounis; Part kralı.

Bazı yorumcuların iddiası, O'nun İslam Peygamberi Muhammed'in kendisi olduğu şeklindedir.

Bazı araştırmacılara göre ise Zülkarneyn, Musa'dır.

Ayrıca Zülkarneyn'in, Bilge Kağan veya antik çağda yaşamış bir başka Türk komutan ya da Oğuz Han olduğu da iddia edilmektedir.

Yorumlarında çağdaş unsurları kullanan bâzı modernist yorumcular ise, O'nun gezegenler arası seyahat yapabilen bir zaman yolcusu olduğunu ileri sürebilmektedirler.

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir][]

  • İskender Kapıları
  • Demir Kapı (Orta Asya)
  • Ergenekon

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir][]

Otorite kontrolü
  • TDVİA: zulkarneyn
  1. ^ Netton 2006.
  2. ^ a b Cook 2005.
  3. ^ El-Firuzabadî El-Kamusu'l-Muhît, Kahire, 1332, cilt IV, s.304.
  4. ^
  5. ^
  6. ^
  7. ^ https://books.google.com.tr/books?id=focLrox-frUC&q=%22the+eschatological+shadow+that+Alexander+casts%22&pg=PA38&redir_esc=y#v=snippet&q=%22the%20eschatological%20shadow%20that%20Alexander%20casts%22&f=false
  8. ^
  9. ^ a b  r eksik |soyadı1= (yardım)
  10. ^  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  11. ^
  12. ^
  13. ^ a b  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  14. ^
  15. ^ a b  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)[ölü/kırık bağlantı]
  16. ^ a b  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  17. ^ Watt 1960–2007: "It is generally agreed both by Muslim commentators and modéra [sic] occidental scholars that Dhu ’l-Ḳarnayn [...] is to be identified with Alexander the Great." Cook 2013: "[...] Dhū al-Qarnayn (usually identified with Alexander the Great) [...]".
  18. ^ Glassé & Smith 2003, s. 38.
  19. ^ Yamanaka & Nishio 2006.
  20. ^ Berberian 2014.
  21. ^ Early Modern History 981-3018-28-3 page 60
  22. ^
  23. ^  Yazar eksik |soyadı1= (yardım)
  24. ^
  25. ^
  26. ^ Wheeler 1998
  27. ^ Bietenholz 1994.
  28. ^  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  29. ^
  30. ^ a b Van Donzel & Schmidt 2010.
  31. ^ Glassé & Smith 2003.
  32. ^ Ernst 2011.
  33. ^  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  34. ^ a b  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  35. ^
  36. ^ a b  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  37. ^ a b c d e Wheeler 1998.
  38. ^  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  39. ^ Şablon:Wikisourcelang-inline
  40. ^ a b  Birden fazla yazar-name-list parameters kullanıldı (yardım); Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  41. ^ a b c Daneshgar 2016.
  42. ^ a b
  43. ^ a b  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  44. ^ a b  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  45. ^
  46. ^  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  47. ^ a b  Birden fazla yazar-name-list parameters kullanıldı (yardım); Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  48. ^  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  49. ^  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  50. ^ Zülkarneyn efsane mi? Zülkarneyn kim? 25 Ocak 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. | Enis Doko
  51. ^ Ball 2002.
  52. ^ Wasserstrom 2014.
  53. ^ Pearls from Surah Al-Kahf: Exploring the Qur'an's Meaning, Yasir Qadhi Kube Publishing Limited, 4 Mar 2020, 9781847741318
  54. ^ Agapius, Kitab al-'Unvan [Universal History], p. 653
  55. ^
  56. ^

Kategori:

  • Kur'an'daki kişiler
  • Sözde tarih
  • Mitolojik krallar
  • İslam mitolojisi
  • Popüler kültürde İskender
  • Arapça deyişler
  • Zülkarneyn
  • Sayfa
Advertisement