Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Zariyat Suresi/24-46- Zariyat Suresi/Elmalı/24-46 Zariyat Suresi/47-60 Tur Suresi/1-28- Zariyat Suresi/Elmalı/1-28
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
وَالسَّمَاءَ بَنَيْنَاهَا بِأَيْدٍ وَإِنَّا لَمُوسِعُونَ
Bir de Semaya bakın biz onu kuvvetle bina ettik ve şübhe yok ki biz çok vüs'a malikiz
Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz.
We have built the heaven with might, and We it is who make the vast extent (thereof).
وَالْأَرْضَ فَرَشْنَاهَا فَنِعْمَ الْمَاهِدُونَ
Arzı da döşedik, bakınız biz ne güzel döşeriz
Yeryüzünü de biz döşedik. Bakın biz onu ne güzel döşüyoruz!
And the earth have We laid out, how gracious was the Spreader (thereof)!
وَمِنْ كُلِّ شَيْءٍ خَلَقْنَا زَوْجَيْنِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Hem her şeyden iki çift yarattık ki düşünesiniz
Biz herşeyden iki çift yarattık. Umulur ki, iyice düşünürsünüz.
And all things We have created by pairs, that haply ye may reflect.
فَفِرُّوا إِلَى اللَّهِ ۖ إِنِّي لَكُمْ مِنْهُ نَذِيرٌ مُبِينٌ
O halde hemen Allaha kaçın, haberiniz olsun ki ben size ondan bir açık nezîrim
Ey Muhammed! de ki: "Öyleyse Allah'a koşun, gerçekten ben size O'nun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım.
Therefor flee unto Allah; lo! I am a plain warner unto you from Him
وَلَا تَجْعَلُوا مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ ۖ إِنِّي لَكُمْ مِنْهُ نَذِيرٌ مُبِينٌ
Ve Allahla beraber başka bir Tanrı uydurmayın, haberiniz olsun ki ben size ondan bir açık nezîrim
Allah'la beraber başka bir tanrı uydurmayın (O'na ortak koşmayın). Gerçekten ben size O'nun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım."
And set not any other god along with Allah; lo! I am a plain warner unto you from Him.
كَذَٰلِكَ مَا أَتَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنْ رَسُولٍ إِلَّا قَالُوا سَاحِرٌ أَوْ مَجْنُونٌ
Böyle, bunlardan evvelkiler bir Resul gelince behemehal ya sahir dediler ya mecnun
Böylece onlardan öncekilere de herhangi bir peygamber gelince, onun hakkında da mutlaka: "Bir sihirbazdır veya bir delidir." dediler.
Even so there came no messenger unto those before them but they said: A wizard or a madman!
أَتَوَاصَوْا بِهِ ۚ بَلْ هُمْ قَوْمٌ طَاغُونَ
Hep buna vasıyyetleştiler mi? Hayır hep onlar azgın kavımlar
Onlar birbirlerine bunu mu tavsiye ettiler? Hayır onlar azgın bir kavimdir.
Have they handed down (the saying) as an heirloom one unto another? Nay, but they are froward folk.
فَتَوَلَّ عَنْهُمْ فَمَا أَنْتَ بِمَلُومٍ
Onun için onlardan yüz çevir, artık sen levm olunacak değilsin
Ey Muhammed! Sen onlardan yüz çevir. Artık sen kınanacak değilsin.
So withdraw from them (O Muhammad), for thou art in no wise blameworthy,
وَذَكِّرْ فَإِنَّ الذِّكْرَىٰ تَنْفَعُ الْمُؤْمِنِينَ
Onunla beraber va'z-u nasıhate devam et, çünkü va'z, mü'minlere fayda verir
Sen öğüt verip hatırlat. Çünkü, hatırlatmak müminlere fayda verir.
And warn, for warning profiteth believers.
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Ve ben, Cinn-ü İnsi ancak bana kulluk etsinler diye yarattım
Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.
I created the jinn and humankind only that they might worship Me.
مَا أُرِيدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَمَا أُرِيدُ أَنْ يُطْعِمُونِ
Ben onlardan bir rızk istemiyorum, bana yemek yedirmelerini de istemiyorum
Ben onlardan herhangi bir rızık istemiyorum. Beni yedirmelerini de istemiyorum.
I seek no livelihood from them, nor do I ask that they should feed Me.
إِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ
Şübhe yok ki Allah, rezzak, kuvvet sahibi metîn o
Şüphesiz ki, rızık veren O sağlam kuvvet sahibi olan Allah'tır.
Lo! Allah! He it is that giveth livelihood, the Lord of unbreakable might.
فَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا ذَنُوبًا مِثْلَ ذَنُوبِ أَصْحَابِهِمْ فَلَا يَسْتَعْجِلُونِ
Onun için muhakkak ki o zulm edenlere arkadaşlarının payı gibi dolgun bir pay vardır, şimdi onu acele etmesinler
Şüphsiz ki, zulmedenlerin geçmiş arkadaşlarının payı gibi, dolgun bir azab payı vardır. Ama şimdi onu acele istemesinler.
And lo! for those who (now) do wrong there is an evil day like unto the evil day (which came for) their likes (of old); so let them not ask Me to hasten on (that day).
فَوَيْلٌ لِلَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ يَوْمِهِمُ الَّذِي يُوعَدُونَ
artık o va'dolundukları günlerinden vay o küfredenlere!...
Kendilerine vaad edilen günlerinde uğrayacakaları azabdan dolayı vay inkâr edenlerin haline!.
And woe unto those who disbelieve, from (that) their day which they are promised.
Disambig Bakınız: ZariyatSuresi, ZariyatSuresi/MEALZariyatSuresi/VİDEO, ZariyatSuresi/TEFSİR, ZariyatSuresi/TEZHİB, ZariyatSuresi/HAT, ZariyatSuresi/FAZİLETİ, ZariyatSuresi/HİKMETLERİ, ZariyatSuresi/, ZariyatSuresi/KERAMETLERİ, ZariyatSuresi/AUDİO, ZariyatSuresi/HADİSLER, ZariyatSuresi/NAKİLLER, ZariyatSuresi/EL YAZMALARI, ZariyatSuresi/VP
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement